top of page

Birleşik Krallık GreenTech Sektörü

Yeşil Teknoloji (Greentech), çevreye daha az zarar vererek enerji üretimini yönlendirmek için kullanılan teknolojilerdir; özellikle fosil yakıtlara alternatif, çevre dostu enerji kaynaklarının geliştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Fosil yakıtlar, üretimleri sırasında genellikle atık oluştururken, güneş, rüzgar ve hidroelektrik gibi enerji kaynakları, doğaya zarar vermeyen sürdürülebilir çözümler sunmaktadır. Bu enerji kaynakları, çevresel faydalarının yanı sıra, konutlardan kamu hizmeti tesislerine kadar geniş bir yelpazede enerji ihtiyacını karşılamakta kullanılabilir. Aynı zamanda, yeşil teknoloji enerji tasarrufu sağlayan aydınlatma sistemleri gibi yenilikçi süreçlerde de etkin olarak değerlendirilmektedir.


Birleşmiş Milletler’in 2018 tarihli raporuna göre, yenilenebilir enerji ve yeşil teknoloji süreçlerine yönelik küresel yatırımlar 2017 yılında 200 milyar doları aşmış; 2004 yılından bu yana ise güneş ve rüzgar enerjisi gibi kaynaklara toplamda 2,9 trilyon dolar yatırım yapılmıştır. Yeşil teknoloji, düşük karbonlu ekonomiye geçişin merkezinde yer almakta olup, küresel enerji ihtiyacını daha düşük maliyetlerle ve daha sürdürülebilir şekilde karşıladığı sürece, bu teknolojilere yapılacak yatırımların stratejik önemi daha da artacaktır.


Kasım 2021’de Birleşik Krallık, Paris Anlaşması’nı hayata geçirmek amacıyla küresel iklim değişikliği sürecini hızlandırmak için COP26’ya ev sahipliği yaptı. Birleşik Krallık, net sıfır karbon emisyonları taahhüdünde bulunan ilk büyük sanayileşmiş ekonomi olarak bu alandaki liderliğini sürdürmektedir. 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarının tamamen ortadan kaldırılması veya ağaçlandırma gibi dengeleyici önlemlerle sıfıra indirilmesini öngören yasal düzenlemeler, Birleşik Krallık’ın sürdürülebilir geleceğe yönelik kararlılığını göstermektedir.


Birleşik Krallık, iklim değişikliğiyle mücadelede hükümet ve sanayi iş birliğini ön planda tutarak fosil yakıt sektörünü geçiş sürecinde bir müttefik olarak değerlendirmektedir. Geleceğe yönelik daha temiz enerji çözümlerine geçiş sağlanırken, fosil yakıtların küresel enerji dengesindeki rolü devam edecektir. Bu doğrultuda, Birleşik Krallık, Kuzey Denizi’ni dünyanın ilk net sıfır hidrokarbon havzasına dönüştürecek Net Sıfır Çözüm Merkezi’nin kurulmasına öncülük etmektedir. Petrol ve gaz sektörü, karbon yakalama ve depolama (CCUS) ile hidrojen gibi yeni teknolojilerin gelişimi için gerekli yetenek ve becerilere sahiptir. ADNOC’un 2030 yılına kadar beş milyon ton karbon yakalama hedefi, bu konuda önemli bir örnektir.


Birleşik Krallık’ın 2008 tarihli İklim Değişikliği Yasası, firmalara uzun vadeli yatırım güvencesi sağlayarak yasal olarak bağlayıcı emisyon hedefleri getirmiştir. Ülke, açık deniz rüzgarı, akıllı enerji sistemleri, sürdürülebilir inşaat, hassas tarım, yeşil finans ve elektrikli araç üretimi gibi alanlarda dünya lideri konumundadır. 1990-2017 yılları arasında, Birleşik Krallık’ta emisyonlar %42 oranında azaltılmış ve bu süreçte ekonomi %73 büyüme kaydetmiştir.


2018 yılında, ülkenin elektrik üretiminin %52,8’i düşük karbon kaynaklarından sağlanmıştır. 2019 yılında ise kömürsüz üretim süresi 3.700 saati aşmış ve kömür kullanımı olmadan geçen iki haftalık bir dönem yaşanmıştır. Birleşik Krallık, şu anda dünyanın en büyük açık deniz rüzgâr enerjisi kapasitesine sahip olup, bu kapasiteyi 2030 yılına kadar ise 40 GW’a çıkarmayı hedeflemektedir. Bu kapasite, ülkenin elektrik ihtiyacının tamamını karşılamaya yetecek seviyeye ulaşacaktır.


Birleşik Krallık enerji sektörü ile akademik ve araştırma toplulukları arasındaki iş birliği, pazara yenilikçi teknolojilerin sunulmasını hızlandırmaktadır. Bu süreç, dünya standartlarında eğitim, araştırma ve teknoloji transfer merkezleri tarafından desteklenmektedir. Hükümetin başlattığı 40 milyon £’luk Temiz Büyüme Fonu, özel sektör yatırımlarıyla birlikte erken aşamadaki yeşil işletmelerin ticarileşmesini hızlandırmayı amaçlamaktadır.


Son olarak, Kasım 2020’de Birleşik Krallık Hükümeti, açık deniz rüzgarı, karbon yakalama ve depolama, hidrojen, nükleer enerji, yeşil denizcilik ve yeşil finans gibi stratejik alanlara odaklanan Yeşil Sanayi Devrimi için On Noktalı Planı’nı duyurmuştur. 12 milyar £’lik hükümet yatırımıyla desteklenen bu plan, 2030 yılına kadar özel sektörün üç katı yatırım yapmasını teşvik ederek geleceğin yeşil işlerini ve sanayilerini geliştirmeyi hedeflemektedir.


A.    Greentech İçerisinde Gelişen Alt Sektörler

Greentech, dünya genelinde çevresel sorunlara yönelik çözümler üretmeye odaklanarak hızla gelişen bir alan haline gelmiştir. Bu teknolojiler, sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmek, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmak, kaynakları daha verimli kullanmak ve çevresel etkileri en aza indirmek amacıyla çok çeşitli sektörlerde faaliyet göstermektedir. Aşağıda, greentech içerisinde öne çıkan ve sürekli genişleyen alt sektörler daha ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.


a.     Yeşil Enerji

Yeşil enerji, greentech ekosisteminde en fazla faaliyet gösterilen alanlardan biridir. Beauhurst verilerine göre, Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren yeşil teknoloji firmalarının %33’ü yeşil enerji alanında çalışmalar yürütmektedir. Bu şirketler, fosil yakıtların yerini alacak sürdürülebilir enerji kaynakları ve enerji tüketimini azaltmaya yönelik teknolojiler geliştirmektedir.

Yeşil enerji sektörü, güneş, rüzgar, jeotermal ve hatta nükleer füzyon gibi temiz enerji kaynaklarına dayalı projeler geliştirmektedir. Ayrıca, bu sektör, enerji üretimini kolaylaştıran yazılım çözümleri ve mühendislik hizmetlerini de içermektedir. Bu şekilde enerji üretimi daha verimli hale getirilirken, enerji israfı da minimuma indirilmektedir. Şirketler, özellikle enerji depolama, akıllı şebeke sistemleri ve enerji tüketimini optimize eden teknolojilere yoğunlaşmaktadır.


b.     Tarım Teknolojileri (Agritech)

Agritech, geleneksel olarak yüksek karbon ayak izine sahip tarım sektörünü daha sürdürülebilir hale getirmeyi hedefleyen bir alt sektördür. Bu alan, dikey tarım, hassas tarım ve çevre dostu tarımsal girdiler gibi çeşitli yenilikçi yaklaşımları içerir. Agritech şirketleri, tarımsal üretimdeki çevresel etkileri azaltarak su, toprak ve enerji kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlar.

Dikey tarım, şehir merkezlerinde yerden tasarruf sağlayarak büyük verimlilik sunan bir yöntemdir ve daha az su ile daha fazla ürün yetiştirilmesine olanak tanır. Hassas tarım ise GPS, IoT (Nesnelerin İnterneti) cihazları ve veri analitiği kullanarak ürün büyümesini izler ve optimize eder. Bu sayede kaynak kullanımı azaltılırken, mahsul verimi artırılır. Ayrıca, çevreye zarar vermeyen pestisitler ve gübreler geliştiren firmalar da agritech ekosisteminde önemli bir rol oynamaktadır.


c.      Yeşil Ulaşım

Yeşil ulaşım sektörü, karbondioksit emisyonlarını azaltmak amacıyla elektrikli araçlar ve sürdürülebilir ulaşım çözümleri üzerine odaklanmaktadır. Elektrikli araçların (EV) yaygınlaşmasıyla birlikte, bu sektör büyük bir büyüme kaydetmiştir. Örneğin, Birleşik Krallık’ta 2019 yılında sadece 100.000 civarında olan elektrikli araç sayısı, 2023 itibarıyla bir milyonu aşmıştır.

Yeşil ulaşım, sadece elektrikli otomobillerle sınırlı kalmayıp, elektrikli trenler, bisikletler ve sürdürülebilir lojistik çözümleri gibi çeşitli alanları da kapsar. Batarya teknolojileri ve enerji depolama sistemleri de bu sektörün önemli bileşenleridir. Ulaşım sektöründeki bu dönüşüm, hem bireyler hem de işletmeler için daha çevreci ve ekonomik ulaşım alternatifleri sunmaktadır. Şirketler, aynı zamanda akıllı şarj istasyonları ve sürdürülebilir mobilite hizmetleri geliştirerek bu dönüşüme katkıda bulunmaktadır.


d.     Döngüsel Ekonomi

Döngüsel ekonomi, atıkların yeniden kullanılması ve doğal kaynakların korunması amacıyla kapalı döngü sistemler yaratmayı hedefleyen bir alt sektördür. Bu sistemler, kirliliği ve atıkları azaltmanın yanı sıra, ürünlerin ömrünü uzatarak ekonomik değerin korunmasını sağlar.

Bu alanda faaliyet gösteren yenilikçi şirketler, plastik ve diğer atık malzemeleri dönüştürerek yeni ürünler oluşturmakta ve geri dönüştürülemeyen malzemelere alternatif çözümler sunmaktadır. Ayrıca, döngüsel ekonomiyi destekleyen teknolojiler arasında biyo-bozunur materyallerin geliştirilmesi ve atık yönetim sistemlerinin iyileştirilmesi de yer alır. Bu sayede, üretim ve tüketim döngüsü daha sürdürülebilir hale getirilir.


e.      Karbon Yakalama ve Depolama (Carbon Capture and Storage - CCS)

Karbon yakalama ve depolama (CCS), atmosferdeki karbondioksit salınımını azaltmak için geliştirilen bir başka önemli alt sektördür. CCS teknolojileri, özellikle çimento, çelik, enerji ve rafineriler gibi karbon yoğun endüstrilerde büyük potansiyele sahiptir. Bu teknoloji, endüstriyel süreçlerde ortaya çıkan karbondioksiti yakalayarak, yer altındaki jeolojik formasyonlara güvenli bir şekilde depolamayı amaçlar.


Bu sektör, hükümetlerin ve şirketlerin net sıfır karbon hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynamaktadır. Ayrıca, karbonun yeniden kullanıldığı ve ticari ürünlere dönüştürüldüğü karbon kullanım ve depolama (Carbon Capture Utilization and Storage - CCUS) teknolojileri de bu alanın bir parçasıdır. Böylece, karbon emisyonları sadece depolanmakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik olarak faydalı bir hale getirilir.


f.       Biyoenerji

Biyoenerji, biyolojik kaynaklardan elde edilen enerji üretimini içeren bir alt sektördür. Biyokütle, biyogaz ve biyoyakıtlar gibi çeşitli enerji kaynaklarını kullanarak, fosil yakıtların yerine geçecek temiz ve yenilenebilir enerji çözümleri sunar. Bu enerji kaynakları, tarımsal atıklar, orman ürünleri ve organik atıklardan elde edilebileceği için, hem atıkların yönetimine katkı sağlar hem de sürdürülebilir enerji üretimine olanak tanır.


Biyoenerji sektörü, hem küçük çaplı yerel enerji projelerinde hem de büyük ölçekli enerji santrallerinde kullanılabilir. Bu da sektörü, yerel ekonomilere katkı sağlayan ve karbon emisyonlarını azaltan önemli bir aktör haline getirir.


Bu sektörde faaliyet gösteren firmalar, su arıtma tesislerinden akıllı su sayaçlarına kadar geniş bir yelpazede hizmet sunmaktadır. Ayrıca, suyun geri kazanımı ve dağıtım süreçlerini optimize eden IoT tabanlı sistemler de yaygın olarak kullanılmaktadır.


B.    Birleşik Greentech Sektörüne Bakış

Birleşik Krallık hükümetine göre, Birleşik Krallık’ta karbon dioksit (CO2) emisyonları toplam emisyonların %80’ini oluşturmaktadır. Ulaştırma sektörü, %27’lik payıyla en büyük emisyon kaynağıdır. Onu, %21 ile enerji arzı izlemektedir. İş dünyası ise %17’lik bir pay ile üçüncü sırada yer almakta olup, bu oran sadece iş dünyasının doğrudan emisyon katkısını yansıtmaktadır. Ancak, iş dünyasını enerji tüketimi ve tedarik zincirleri üzerinden daha bütünsel bir yaklaşımla değerlendirdiğimizde, aslında en büyük emisyon kaynağı haline geldiği görülmektedir. Bu bağlamda, enerji, ulaşım, gayrimenkul ve döngüsel ekonomi gibi sektörlerde faaliyet gösteren büyük GreenTech şirketlerinin net sıfır emisyon ve endüstrilerin karbonsuzlaşmasını desteklemektedir.


Birleşik Krallık’taki GreenTech ve CleanTech sektörlerinin büyüklüğü, bu alandaki inovasyonların çeşitliliğini ortaya koymaktadır. Beauhurst platformunda takip edilen 50.000 aktif özel şirket arasında, 1300’den fazla şirketin (%3 civarında) greentech, cleantech ve yeşil enerji sektörlerinde faaliyet gösterdiği tespit edilmiştir. Bu şirketler, yenilenebilir enerji üretimi, enerji verimliliği, atık azaltımı ve sürdürülebilir tarım gibi kritik alanlarda yenilikçi çözümler sunmaktadır. Özellikle enerji verimliliği ve atık yönetimi gibi konular, Birleşik Krallık’ın yeşil dönüşüm hedeflerine ulaşmasında kilit rol oynamaktadır.


Bir başka dikkat çekici veri ise Auxilion ve HPE tarafından yapılan bir araştırmadan gelmektedir. Bu araştırma, 250’den fazla çalışanı olan Birleşik Krallık’taki büyük işletmelerden 100 bilişim teknolojisi karar vericisiyle yapılan bir çalışmaya dayanmaktadır. Çalışmaya göre, kuruluşlar yeşil teknolojilere yılda ortalama 917.540 £ harcamaktadır. Ayrıca katılımcıların %79’u sürdürülebilirliği şirketleri için bir öncelik olarak gördüklerini, %84’ü ise şirketlerinin sürdürülebilirlik çabalarından gurur duyduklarını ifade etmiştir. Bu veriler, yeşil teknolojilere yönelik ilginin Birleşik Krallık’taki şirketler arasında giderek arttığını ve sürdürülebilirliğin iş stratejilerinin önemli bir parçası haline geldiğini göstermektedir.


Üniversiteler de yeşil teknoloji alanında önemli bir etki yaratmaktadır. Cleantech şirketlerinin akademik spinout (üniversitelerden çıkan yenilikçi şirketler) oranı, genel ortalamanın oldukça üzerinde olup, Birleşik Krallık’taki cleantech şirketlerinin %8’i üniversitelerden doğmuştur. Bu oran, Beauhurst tarafından izlenen genel ortalama olan %3’ün neredeyse üç katıdır. Üniversitelerden çıkan bu şirketler, özellikle yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesinde ve ticari olarak uygulanmasında kritik rol oynamaktadır.


Birleşik Krallık, yeşil ekonomi ve iklim değişikliğiyle mücadelede dünya liderlerinden biri olarak kabul edilmektedir. GreenTech ve CleanTech alanında faaliyet gösteren şirketler, tohum aşamasındaki girişimlerden milyar dolarlık değerlemelere ulaşan büyük şirketlere kadar geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Birleşik Krallık’ın bu alanda dünya lideri olması şaşırtıcı değildir, zira ülke, hem yeşil ekonomi politikalarında hem de iklim değişikliğiyle mücadelede küresel ölçekte öncü bir rol üstlenmektedir. Birleşik Krallık’ta yeşil teknoloji ve temiz teknoloji sektörleri her yıl 50 milyar £ değerindedir ve son yıllarda Avrupa’da en çok yurtdışı yatırımı ve risk sermayesi çeken sektörlerden biri olmuştur.


Birleşik Krallık hükümeti, yeşil teknoloji pazarının büyümesini desteklemek amacıyla çeşitli politikalar ve teşvikler uygulamaya koymuştur. Bu teşvikler arasında araştırma ve geliştirme faaliyetleri için fonlar, yenilenebilir enerjiye yatırım yapan şirketler için vergi indirimleri ve enerji verimli evler ve binalar için verilen hibeler yer almaktadır. Hükümetin bu tür politikaları, yeşil teknoloji sektörüne yapılan yatırımları artırarak hem ekonomik büyümeyi desteklemekte hem de sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılmasına katkı sağlamaktadır.


Genel olarak, Birleşik Krallık’ta yeşil teknolojilere yönelik artan ilgi ve yatırımlar hem iş dünyasında hem de hükümet politikalarında sürdürülebilirliğin giderek daha merkezi bir konuma geldiğini göstermektedir. Bu gelişmeler, Birleşik Krallık’ın iklim değişikliğiyle mücadelede güçlü bir oyuncu olarak yerini sağlamlaştırmasına yardımcı olmakta ve aynı zamanda dünya çapında yeşil teknoloji sektörünün gelişimine öncülük etmektedir.


C.    Greentech Yatırımları

Birleşik Krallık’ın yüksek büyüme gösteren CleanTech sektörü, son birkaç yılda yatırım yoluyla önemli finansman sağlamıştır. Sektöre yapılan sermaye yatırımlarının toplam değeri 2018’de 569 milyon £’den 2022’de 2,74 milyar £’e yükselmiştir. Aynı zaman diliminde, yapılan yatırım sayısı ise 272’den 507’ye neredeyse iki katına çıkmıştır. Sektör, 2022 yılında rekor seviyelere ulaşan sermaye yatırımlarıyla dikkat çekmiştir. 2021’deki yüksek yatırım seviyelerinin ardından yatırımcıların geri adım atmasına ve genel ekonomik durgunluğa rağmen bu artış, sektörün kayda değer bir dayanıklılık ve güç sergilediğini ortaya koyuyor.


Greentech alanında, 2023 yılının ilk üç çeyreğinde 386 yatırım anlaşması yapılmıştır. Buna, Şubat 2023’te 36 milyon £ toplayan sıfır emisyonlu hidrojen yakıt üreticisi GeoPura’nın yatırım süreci de dahildir. Yapay zekayı kullanan atık yönetimi teknolojisi geliştiren Recycle da aynı ayda 14 milyon £ sermaye yatırımı almıştır. Bu dönemde bir diğer yatırım alan firma ise Zouk Capital ve Vortex Energy’den 64,4 milyon £ alan EO Charging olmuştur. Suffolk merkezli firma elektrikli araçlar için akıllı şarj teknolojisi geliştiriyor ve üretiyor. Bramble Energy de önemli miktarda yatırımı almıştır. Yakıt kaynağı olarak hidrojeni kullanarak yakıt hücreleri geliştiren ve üreten firma, 2022’de bir yatırım turunda 40 milyon £ olmak üzere toplamda dört yatırım turunda 45,9 milyon £ toplamıştır.


  • Greentech Sektörü Yatırım Miktarları ve Sayıları

Kaynak: Deloitte
Kaynak: Deloitte













Yerel yatırımcıların yanı sıra, yabancı yatırımcıların Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren CleanTech girişimlerine yatırımlarında da önemli bir artış olmuştur. Cleantech yatırımlarında 2018’de %19,8’den olan yabancıların payı, 2022 yılına gelindiğinde etkileyici bir şekilde %35,5’e ulaşmıştır. Yabancı katılımdaki bu önemli artış, AB’den ayrılmasından bu yana giderek daha da önemli hale gelen Birleşik Krallık’ın CleanTech ekosisteminin küresel ölçekte çekiciliğini gösteriyor. ABD, Almanya, Fransa ve Japonya gibi ülkeler, Birleşik Krallık’ın CleanTech sektörüne en fazla yatırım yapanlar olarak ortaya çıkıyor. Bu yoğun ilgi, Birleşik Krallık’ın araştırma ve eğitim kurumlarının gücü, elverişli düzenleyici ortamı ve temiz ve sürdürülebilir teknolojilerde inovasyona olan bağlılığı gibi çeşitli faktörlere bağlanabilir.


Rovco, yabancı yatırım da dahil olmak üzere önemli düzeyde öz sermaye yatırımı alan bir firmadır. Bristol merkezli şirket, Norveçli Equinor Ventures fonu ve ABD fonu IQT’nin yanı sıra bir dizi İngiliz fonu tarafından kısmen finanse edilen 2022’deki 17,8 milyon £’lik yatırım turu dahil olmak üzere toplam dokuz turda 47,3 milyon £ yatırım almıştır. Petrol sahası devre dışı bırakma ve yenilenebilir enerji sektörlerine açık deniz teknoloji hizmetleri sağlıyan firma, su altı araştırma ekipmanları ve uzaktan kumandalı araçlar üretiyor.


CleanTech girişimlerine uluslararası ilginin artması ve enerji anlaşmalarının bu yönde şekillenmesi, doğal olarak küresel enerji dönüşümüyle yakından bağlantılı olup, yatırım önceliklerindeki köklü bir değişimi yansıtmaktadır. CleanTech’in yükselişi, net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak için özel sektördeki yenilikçiliğin zorunluluğunu vurgulamaktadır. Toplumlar karbon emisyonlarını azaltma ve iklim değişikliğini hafifletme gerekliliğini giderek daha fazla fark ettikçe, CleanTech yatırımları bu hayati enerji dönüşümünü sürükleyen temel bir unsur haline gelmektedir. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda sektöre yapılacak yatırım miktarının hızlı bir şekilde artması beklenmektedir.


D.    Bölgesel Dağılım

Birleşik Krallık’taki Greentech (temiz teknoloji) şirketlerinin bölgesel dağılımı, bu yenilikçi sektörün ülke genelinde nasıl yayıldığını ve belli başlı merkezlerde yoğunlaştığını ortaya koymaktadır. Veriler, bu şirketlerin yaklaşık dörtte birinin Londra’da konumlandığını göstermektedir. Londra, 368 Greentech şirketi ile Birleşik Krallık’ın en önemli Greentech merkezi konumundadır. Bunu, sırasıyla Güney Doğu İngiltere (200 şirket), İskoçya (154 şirket) ve Doğu İngiltere (134 şirket) izlemektedir. Kuzey Batı İngiltere’de ise 120 Greentech şirketi faaliyet göstermektedir. Diğer önemli bölgeler arasında Güney Batı İngiltere (114 şirket) dikkat çekmektedir. Bu dağılım, Greentech sektörünün Birleşik Krallık genelindeki yayılımını yansıtmakta ve bölgesel inovasyon merkezlerinin nasıl şekillendiğini göstermektedir.


Şehir bazında değerlendirildiğinde, Londra açık ara önde olup, toplam Greentech şirketlerinin %25’ine ev sahipliği yapmaktadır. Edinburgh, 41 şirket ile Birleşik Krallık’taki Greentech faaliyetlerinin %3’ünü oluştururken, Glasgow 23 şirket (%2), Cambridge 21 şirket (%1) ve Bristol 20 şirket (%1) ile Londra’yı uzaktan takip eden diğer önemli şehirler arasında yer almaktadır.


Greentech Firmalarının Bölgesel Dağılımı

Kaynak: Gov.Uk
Kaynak: Gov.Uk

Bu bölgesel dağılım, Greentech şirketlerinin doğal olarak inovasyon, yetenek ve finansman merkezlerinde kümelendiğini göstermektedir. Londra gibi büyük şehirler, girişimcilik ekosistemlerinin gelişmesi için gerekli olan finansman ve yetenek havuzuna erişim imkânı sunarak, Greentech şirketleri için cazip hale gelmiştir. Özellikle Londra, küresel finans merkezi olma avantajını kullanarak, Greentech gibi yüksek teknoloji gerektiren sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin tercih ettiği bir merkez haline gelmiştir. Ancak, bu durum aynı zamanda bazı şirketlerin merkezlerini Londra’da kurduklarını, fakat faaliyetlerini Birleşik Krallık’ın diğer bölgelerinde yürüttüklerini de göstermektedir. Özellikle daha düşük maliyetli bölgelerde üretim veya operasyonların yürütülmesi, şirketlerin operasyonel verimliliğini artırma çabalarının bir parçası olabilir.


İskoçya’da ise Greentech faaliyetlerinin yoğunlaştığı şehirler arasında Edinburgh ve Glasgow öne çıkmaktadır. İskoçya, doğal kaynakları, enerji altyapısı ve akademik kurumlarıyla özellikle yenilenebilir enerji teknolojilerinde güçlü bir inovasyon merkezidir. İskoçya’nın bu güçlü yenilenebilir enerji altyapısı, Greentech sektörünün gelişmesi için verimli bir ortam sunmakta ve şirketlerin bölgedeki varlıklarını güçlendirmektedir. Aynı zamanda, Edinburgh’un finansal hizmetlerdeki gücü, Greentech girişimlerinin finansmana erişiminde önemli bir rol oynamaktadır.


  • Greentech Firmalarının Kentlere Göre Dağılımı

Kaynak: Gov.UK
Kaynak: Gov.UK












Cambridge ve Bristol gibi diğer şehirler, yenilikçi teknolojiler ve üniversiteleriyle tanınan merkezlerdir. Özellikle Cambridge, bilim ve teknoloji alanında dünya çapında bir üne sahip olup, Greentech şirketlerinin burada konumlanması şaşırtıcı değildir. Bristol ise, yaratıcı endüstriler ve teknolojik yeniliklerdeki yükselişi ile dikkat çekmektedir ve Greentech sektörünün gelişimi için önemli bir merkez olma yolundadır.


Ancak, bu bölgesel dağılımın ortaya çıkardığı önemli bir sorunun altını çizmek gerekir: Coğrafi konum, bazı Greentech şirketlerinin finansmana erişimini zorlaştırabilir. Londra gibi büyük şehirler dışındaki bölgelerde faaliyet gösteren Greentech şirketlerinin, yatırımcılara ulaşma konusunda zorluklar yaşama ihtimali bulunmaktadır. Bu durum, yenilikçi teknolojilerin yeterli finansman bulamadan potansiyellerini gerçekleştirememe riskini doğurabilir. Bu bağlamda, hükümet ve yerel otoriteler, Birleşik Krallık genelinde Greentech sektörünün gelişimini desteklemek için bölgesel yatırım teşvikleri ve finansman mekanizmaları geliştirmelidir. Böylece, Greentech sektöründeki değerli teknolojiler sadece büyük şehirlerde değil, ülkenin dört bir yanında desteklenip gelişme fırsatı bulabilir.


Birleşik Krallık’taki Greentech sektörünün bölgesel dağılımı, inovasyonun ve finansman kaynaklarının belirli merkezlerde yoğunlaştığını göstermektedir. Ancak, bu dağılım aynı zamanda daha dengeli bir bölgesel gelişim ve yatırım akışının sağlanması gerektiğine işaret etmektedir. Greentech, iklim değişikliği ile mücadelede kilit rol oynayan bir sektör olarak büyümeye devam ederken, bu alandaki yatırımların ve fırsatların ülke genelinde yayılması büyük önem taşımaktadır.


E.    Hızlandırma Programları ve Kuluçka Merkezleri

2010 yılından bu yana iklim kriziyle mücadele eden yeşil teknoloji şirketlerinin küresel sayısı dört katına çıkmıştır. Sadece karbona bakıldığında, 2050 yılına kadar iklim teknolojisi şirketlerinin emisyon azaltma potansiyelinin yılda 599.000 milyon metrik ton CO2’ye ulaşması öngörülmektedir. Bu, 708 milyar dönümden fazla ormanın tuttuğu karbona eşdeğerdir.


İnşaattan finansa, çevre teknolojileri sektörü net sıfır ve doğa dostu bir geleceğe ulaşmak için ihtiyaç duyulan çözümleri geliştirmek ve ölçeklendirmek için faaliyette bulunuyor. Bu büyümeyi hızlandırmak için güçlü bir konumda olan Birleşik Krallık, hızla ortaya çıkan çözümlerinin yanı sıra büyüyen bir destek ekosistemine sahiptir. Birleşik Krallık, Yeşil Teknoloji Hızlandırıcıları ve Kuluçka Merkezleri, iklim değişikliğiyle mücadeleye öncülük eden yenilikçi firmalar ve start-up’lar için önemli bir kaynak olma özelliği taşımaktadır.


Birleşik Krallık genelinde çevre odaklı hızlandırma programları ve kuluçka merkezleri, bölgesel bir çeşitlilik sergileyerek farklı sektörlerdeki yenilikçi projeleri desteklemektedir. Cambridge, bu alanda önemli bir merkez olup, Cambridge CleanTech ve Carbon13 gibi programlar ile temiz enerji, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik odaklı projelere ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca, Carbon Limiting Technology gibi programlar da Fleet’te yer alarak Greentech çözümleri geliştiren girişimcilere destek sunmaktadır. Bu bölgelerdeki programlar, teknolojik yeniliklerin hızlandırılmasında ve iş dünyasına entegrasyonunda kritik bir rol oynamaktadır.


  • Hızlandırma ve Kuluçka Programlarının Bölgesel Dağılımı

Kaynak: Adopter Green Tech Marketing
Kaynak: Adopter Green Tech Marketing

Birleşik Krallık’ın diğer bölgelerinde de temiz teknolojiye yönelik programlar dikkat çekmektedir. Örneğin, Birmingham’da yer alan Catapult Energy Systems temiz enerji sistemleri üzerinde çalışmalar yaparken, Belfast’taki Centre for Sustainable Technologies, binalarda enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji üzerine odaklanmaktadır. Ayrıca, Londra’da bulunan 350 PPM ve Better Futures programları düşük karbonlu çözümler sunan KOBİ’lere yönelik hızlandırma desteği sağlamaktadır. Bu çeşitlilik, Birleşik Krallık’ın sürdürülebilir teknolojilere verdiği önemi ve bölgesel yenilik ekosistemini güçlendirme çabasını yansıtmaktadır.


 

F.    Önde Gelen Greentech Firmaları

Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren greentech firmaları, sürdürülebilir çözümler geliştirerek dünyanın dört bir yanındaki çevresel sorunlara yenilikçi yaklaşımlar sunuyor. Bu firmalar, enerji depolama, karbon yakalama, geri dönüşüm ve yenilenebilir enerji altyapısı gibi çeşitli alanlarda faaliyet göstererek, Birleşik Krallık’ın yeşil enerjiye geçiş sürecine büyük katkı sağlıyor. Aşağıda, Beauhurst ve Statista tarafından derlenen verilere dayanarak, Birleşik Krallık’taki en büyük 10 greentech firması ve bu firmaların sektördeki önemli başarıları özetlenmiştir.


  • Yatırım Miktarlarına Göre Önde Gelen Greentech Firmaları (Milyon Sterlin)

Kaynak: Statista
Kaynak: Statista















  • Carbon Clean

2009 yılında kurulan Carbon Clean, çimento, çelik, rafineriler ve atıktan enerji üretimi gibi zorlayıcı sektörler için karbon yakalama teknolojileri geliştiriyor. Merkezi Londra’da bulunan firmanın, Hindistan, İspanya ve ABD’de ofislere bulunmaktadır. Bugüne kadar dünya genelinde 44 tesiste, 1.5 milyon metrik ton karbon yakalamayı başarmıştır. Şirket, beş turda £151 milyonluk yatırım aldı. Son büyük yatırımda, Şubat 2022’de AXA IM Alts, Chevron ve Samsung Ventures gibi yatırımcılardan £123 milyon alınmıştır.


  • BBOXX

2010 yılında Imperial College London’dan doğan BBOXX, merkezi olmayan enerji ağları kurarak, elektrik erişimi veya güvenilir enerji altyapısı olmayan bölgelere güneş paneli sistemleri sağlıyor. Özellikle Kenya, Ruanda, Togo ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde güçlü bir varlığa sahip olan şirket, enerji yoksulluğuyla mücadele etmeyi amaçlıyor. 13 yatırım turunda toplam £181 milyon yatırım aldı. Yatırımcıları arasında Ceniarth, Engie New Ventures ve Synergy Growth yer alıyor.


  • Plastic Energy

2015 yılında kurulan Plastic Energy, kimyasal plastik geri dönüşümü üzerine çalışıyor. Atık plastikleri yeni ürünler için hammaddeye dönüştürerek döngüsel bir ekonomi yaratmayı hedefliyor. Londra merkezli firma, İspanya’da Almeria ve Sevilla’da iki endüstriyel tesise sahip. Üç yatırım turunda £192 milyon yatırım toplayan şirket, Sealed Air ve M&G Investments gibi yatırımcılardan destek aldı.


  • Gridserve

2017 yılında kurulan Gridserve, Birleşik Krallık otoyollarında elektrikli araç şarj istasyonları ağı olan Gridserve Electric Highway ile tanınıyor. Şirket, bugüne kadar £210 milyon yatırım topladı. En son Ağustos 2022’de Infracapital’dan £200 milyon yatırım aldı ve bu fon, araç kiralama birimini genişletmek ve şarj ağına 5.000’den fazla yüksek güçlü şarj cihazı eklemek için kullanılıyor.


  • Nexeon

2006 yılında Imperial College London’dan bir spin-out olarak kurulan Nexeon, lityum-iyon piller için silikon anotlar üreterek daha hafif, daha güçlü ve uzun ömürlü pillerin yapılmasını sağlıyor. £224 milyon yatırım alan şirket, dünya genelinde 67 patente sahip. Yatırımcıları arasında küresel varlık yöneticisi Invesco yer alıyor.


  • Field

2020 yılında kurulan Field, yenilenebilir enerji altyapısının inşasını hızlandırmayı ve daha esnek, güvenilir ve yeşil bir enerji ağı sağlamayı hedefliyor. Şirket, şu ana kadar £240 milyon yatırım aldı. En büyük yatırım, Temmuz 2023’te DIF Infrastructure VII’den gelen £200 milyonluk fonla, batarya enerji depolama projelerine aktarıldı.


  • OVO Group

2009 yılında kurulan OVO Group, Birleşik Krallık’ta gaz ve elektrik sağlayan bir enerji firmasıdır ve 5 milyon müşteriye hizmet veriyor. OVO, yenilenebilir enerjiye geçişi destekleyen akıllı ağ teknolojileri geliştiriyor. Şirket bugüne kadar dört yatırım turunda £259 milyon yatırım aldı. Mitsubishi Corporation ve Mayfair Equity Partners, şirketin başlıca yatırımcıları arasında yer alıyor.


  • Pragmatic

2010 yılında Cambridge’de kurulan Pragmatic, geleneksel silikon çiplerden daha ince ve çevre dostu yarı iletkenler üretiyor. Şirket, 45’ten fazla hibe alarak £305 milyon yatırım topladı. Yeni üretim hatları kurma ve şirketin farklı pazarlarda büyümesine destek olma amacıyla şirketin aldığı son yatırım Aralık 2023’te £162 milyon olmuştur.


  • Zenobe

2016 yılında kurulan Zenobe, enerji depolama tesisleri ve elektrikli araçlar için şarj noktaları işletiyor. Sıfır karbonlu güç kaynaklarını daha erişilebilir hale getirme hedefiyle çalışan firma, beş yatırım turunda toplam £498 milyon yatırım aldı. En son Aralık 2023’te Infracapital’dan gelen £270 milyonluk yatırım, şirketin uluslararası alanda büyümesine yardımcı oluyor.


  • Octopus Group

2000 yılında kurulan Octopus Group, enerji, yatırım yönetimi, girişim sermayesi ve gayrimenkul alanlarında faaliyet gösteren bir konglomera olarak, 1.5 milyonun üzerinde müşteriye hizmet veriyor ve £12 milyar değerinde varlık yönetiyor. Şirketin enerji odaklı kolu olan Octopus Energy, Birleşik Krallık’ın büyük altı enerji şirketinden biri olarak biliniyor. 2023’ün sonunda £632 milyonluk bir yatırım aldı ve bu yatırım, ısı pompaları ve yenilenebilir enerji sistemlerinin yaygınlaştırılması amacıyla kullanılacak.


G.    Greentech Alanında Yatırımcı Firmalar

Birleşik Krallık’ta greentech sektörüne yatırım yapan önde gelen risk sermayesi (VC) firmaları, sürdürülebilir teknolojilerin gelişimini destekleyerek iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynamaktadır. Bu VC’ler, özellikle yeşil enerji, sürdürülebilir tarım, enerji verimliliği ve atık yönetimi gibi kritik alanlarda faaliyet gösteren şirketlere yatırım yapmaktadır. Örneğin, Clean Growth Fund ve Octopus Ventures, erken aşama (pre-seed) yatırımlardan büyüme aşamasına kadar çeşitli safhalarda greentech girişimlerine destek sağlamakta ve Londra merkezli olarak çalışmalarını yürütmektedir. Clean Growth Fund, bugüne kadar 19 firmaya yatırım yaparken, Octopus Ventures 11 şirkete yatırım yapmıştır.

Londra merkezli diğer önemli yatırımcılar arasında BGF ve Balderton Capital gibi firmalar bulunmaktadır. BGF, büyüme ve tohum aşamalarına odaklanmış olup, şu ana kadar 38 firmaya yatırım yapmıştır. Balderton Capital ise tohum, A serisi ve büyüme aşamalarında yatırım yaparak sektöre destek sağlamaktadır. Ayrıca Manchester merkezli Northern Gritstone gibi firmalar, özellikle Kuzey İngiltere’deki yeşil teknoloji girişimlerine odaklanarak bölgesel inovasyonu teşvik etmektedir.


Bu firmaların yatırım stratejileri, Birleşik Krallık’ın yeşil teknoloji ekosisteminin sürdürülebilirliğini güçlendirmekte ve inovasyonun hızla gelişmesine katkı sağlamaktadır. Yatırımlar, şirketlerin erken aşamalarda büyümesini desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda net sıfır hedeflerine ulaşmak için gerekli olan teknolojik ilerlemeleri hızlandırıyor. Bu sayede, Birleşik Krallık, hem yerel hem de küresel çapta yeşil teknoloji çözümlerinin geliştirilmesinde önemli bir merkez olmaya devam etmektedir.

 

Comments


bottom of page