Birleşik Krallık Agri-Tech Sektörü
- A.Enes TEKCAN
- Nov 19, 2024
- 13 min read
Updated: Dec 27, 2024
Tarım teknolojileri (Agri-Tech); tarım, bahçecilik, su ürünleri yetiştiriciliği ve ormancılık gibi alanlarda verimliliği artırmayı ve sürdürülebilirliği sağlamayı hedefleyen bilimsel ve teknolojik yeniliklerdir. Bu alanda geliştirilen ürünler, hizmetler ve uygulamalar, tarımsal üretim süreçlerini optimize ederek, girdi ve çıktı süreçlerini iyileştirmekte; verim, kârlılık ve çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli katkılar sağlamaktadır. Küresel nüfus artışının doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı artırması, tarımsal üretim sistemlerinde sürdürülebilir çözümler geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu doğrultuda, Agri-Tech sektörü, kaynakların verimli kullanımını hedefleyen yenilikçi uygulamalar sunmaktadır.
Tarım teknolojileri, çiftçilerin farklı üretim sistemlerinden daha fazla verim almasını sağlarken, aynı zamanda tedarik zinciri boyunca israfı azaltma amacı taşır. Bu alandaki yenilikler, tarımsal süreçlerin her aşamasında etkinliği artırarak, kaynakların daha sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasına olanak tanır. Birleşik Krallık, bu alanda tarihsel uzmanlığı ve güçlü araştırma altyapısıyla küresel bir lider konumundadır. Ülkedeki akademik kurumlar ve araştırma merkezleri, tarım teknolojisi şirketleriyle yakın iş birliği yaparak, yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi ve ticarileştirilmesine önemli katkılarda bulunmaktadır. Genetik mühendisliğinden, bilişim sistemlerine; uzaktan algılama teknolojilerinden, mühendislik ve robotik uygulamalarına kadar birçok bilimsel alandaki atılımlar, geleneksel tarımsal uygulamaları dönüştürerek daha akıllı ve verimli yöntemlerin benimsenmesini sağlamaktadır. Bu gelişmeler, tarımsal üretimin yanı sıra çevresel etkilerin de daha iyi yönetilmesine yardımcı olurken, gıda güvenliğini artırma ve iklim değişikliği ile mücadele konularında da kritik bir rol oynamaktadır.
2013 yılında Birleşik Krallık hükümeti, tarım sektörünü bilimsel araştırmalarla dönüştürmek amacıyla 160 milyon £ bütçesi olan “Agri-Tech Stratejisi”ni uygulamaya koymuştur. Strateji, veri bilimi, uydu teknolojileri, sensör sistemleri ve hassas tarım uygulamalarını daha geniş bir şekilde kullanıma sunmayı hedeflemektedir. Ayrıca, tarım teknolojileri alanında faaliyet gösteren girişimlerin ticarileşme süreçlerini hızlandırmak için £70 milyon değerinde bir Agri-Tech hızlandırma programı oluşturulmuştur. Bu strateji, tarım teknolojileri ile laboratuvar çalışmaları ve pazar arasındaki uygulama farklılıklarını aşmayı amaçlamaktadır.
Son on yılda, küresel olarak tarım teknolojilerine yapılan yatırımlar önemli ölçüde artmıştır. Özellikle veri ve sensör teknolojilerindeki ilerlemeler, tarım sektöründe yeni fırsatlar yaratmıştır. Birleşik Krallık, bu fırsatlardan en iyi şekilde yararlanarak, 2017 itibarıyla tarım teknolojisi girişimlerine yapılan yatırımlarda dünya çapında üçüncü sırada yer almıştır. 2022 yılında ise Birleşik Krallık’taki tarım teknolojisi girişimleri 1.3 milyar dolarlık yatırım almış ve 188 yatırım anlaşması gerçekleştirmiştir. Bu güçlü büyüme, Birleşik Krallık’ın tarım teknolojileri ekosisteminin sağlıklı bir şekilde geliştiğini ve çok sayıda girişimin ticari potansiyel taşıdığını göstermektedir.
Bugün, Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren tarım teknolojisi şirketlerinin sayısı, son on yılda yirmi kattan fazla artarak binin üzerine çıkmıştır. Bu şirketlerin %20’si orta veya ileri aşama büyüme kaydederken, kalanlar güçlü bir erken aşama potansiyeli sergilemektedir. Ayrıca, ülkenin farklı bölgelerinde tarım teknolojisi merkezlerinin kurulması, araştırma ile ticari uygulamalar arasındaki ilişkinin güçlenmesine katkıda bulunmuştur. Gıda güvenliği ve iklim değişikliği gibi konularda artan kamuoyu ilgisi, tarım teknolojilerinin önemini daha da artırmaktadır.
A. Sektördeki Trendler ve Yeni Teknolojiler
Birleşik Krallık’ta hükümetin 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşma amacı doğrultusunda, yenilenebilir tarım teknolojilerinin kullanımı artmaktadır. Ulusal Çiftçiler Birliği (National Farmers Union), 2040 yılına kadar net sıfır hedefine ulaşmayı amaçlamakta ve bu doğrultuda arazi sahiplerini verimliliği artırmaya, arazi yönetimini geliştirmeye ve karbon yakalamak için arazi kullanımını değiştirmeye teşvik etmektedir. Yenilenebilir Agri-Tech’in benimsenmesi, su, besin ve gübre tüketimini azaltma gibi geniş faydaları nedeniyle artış göstermektedir. Ek avantajlar arasında daha yüksek verimlilik, daha düşük maliyetler ve işletmeler için daha fazla sürdürülebilirlik bulunmaktadır. Birleşik Krallık Agri-Tech Merkezi (UK Agri-Tech Centre) tarafından yapılan bir araştırmada, tarım ve gıda sektöründeki önde gelen firmaların en önemli ikinci önceliğinin daha sürdürülebilir hale gelmek olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, gıda güvenliği ve dayanıklı gıda sistemleri de önemli öncelikler olarak belirtilmiştir.
Agri-Tech sektöründeki yeni teknolojiler, tarımsal üretim süreçlerini dönüştürerek verimliliği artırmak, çevresel etkileri azaltmak ve sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla geliştirilmektedir. Tarım robotları, yapay zeka ve makine öğrenimi uygulamaları, dikey tarım yöntemleri, hassas tarım teknolojileri ve tarım biyoteknolojisi gibi yenilikler, tarımın geleceğini şekillendiren önemli unsurlar arasında yer almaktadır. Bu teknolojiler, çiftçilerin kaynaklarını daha etkin kullanmalarına ve üretim süreçlerini optimize etmelerine yardımcı olurken, gıda güvenliği ve çevresel sürdürülebilirlik konularında da önemli katkılar sağlamaktadır. Agri-Tech alanında son dönemdeki en önemli teknolojiler şunlardır:
Tarım Robotları
Tarım sektöründe robot teknolojisinin uygulanması, iş gücü eksikliği gibi kritik sorunları çözme potansiyeli taşımaktadır. Robotlar, meyve toplama, ekme, hasat gibi tekrarlayan tarımsal görevleri otomatikleştirebilmektedir. Tarımsal makineler arasında, otonom ve yarı otonom traktörler, hassas navigasyon ve hasat sürecini kolaylaştırmak için otomatik yönlendirme teknolojisi ile donatılmıştır. Ayrıca, otomatik hayvan yönetim sistemleri, ağırlık ölçme, kuluçka, süt sağma ve besleme gibi görevleri yerine getirebilmektedir.
2023 yılında “Farming Futures Automation and Robotics” yarışması kapsamında Birleşik Krallık’ta robotik ve otomasyon teknolojilerini geliştiren on dokuz yenilikçi projeye 12,5 milyon £’lik kamu fonu aktarılmıştır. Bu projeler arasında, çilek verimlerini tahmin etme ve artırma sistemleri ile robotlar, dronlar ve sensörler kullanarak bağların dijital haritasını çıkartan sistemler bulunmaktadır.
Yapay Zekâ ve Makine Öğrenimi
Yapay zekâ (AI), Birleşik Krallık tarım sektöründe önemli dönüşüm potansiyeline sahiptir. AI uygulamaları, hava durumu verileri, fiyatlar ve mahsul verimliliği gibi kritik kararları desteklemek için tahmin yetenekleri sunarak verimliliği artırabilmektedir. AI çözümleri, sorun tespiti, tanı, karar verme ve teslimat gibi dört ana kategoriye ayrılmaktadır.
Tespit: Görüntü işleme ve toprak besin izleme gibi teknikler kullanarak, insan gözünün algılayamadığı sorunları tespit edebilir. Örneğin, DroneAg, veri toplama ve analiz otomasyonu sağlayan gelişmiş dron teknolojisi sunmaktadır.
Tanı: Farklı veri kaynaklarını kullanarak karmaşık sorunlara anlık çözümler sunar. Telemetrik araçlar, ekipman ve stok sorunlarının tanısına yardımcı olur, böylece üretim kesintileri önlenir.
Karar Verme: Tarım yönetimini optimize etmek için su, toprak ve hayvan sağlığı gibi alanlarda sorunları tespit eder ve çözüm önerileri sunar.
Teslimat: Otomatik çözümler sunarak iş gücü eksikliğini gidermeye yardımcı olur. Ancak, AI’nın geniş ölçekte benimsenmesini engelleyen yüksek kurulum maliyetleri, küçük çiftlikler için önemli bir engel oluşturmaktadır.
Dikey Tarım
Dikey tarım, ürünlerin katmanlar halinde büyütülmesi sürecidir ve bu sayede alanın üç boyutlu olarak verimli kullanılması sağlanır. Bu yöntem, su kullanımını %95 oranında azaltarak, çevresel faydaları önemli ölçüde artırmaktadır. Dikey tarım, aynı zamanda dalgalanmalardan korunma avantajı sunmaktadır. Ancak, enerji gereksinimleri, ticari sürdürülebilirlik açısından zorluklar oluşturmaktadır. Bazı şirketlerin, artan enerji maliyetleri ve finansal zorluklar gibi nedenlerle bu süreçten geçememesi, dikey tarımın karşılaştığı diğer zorluklardır.
Hassas Tarım
Hassas tarım; GPS, dronlar, sensörler ve veri analitiği gibi çeşitli teknolojileri kullanarak verimliliği artırmayı ve çevresel etkileri minimize etmeyi hedefler. Tarım arazilerinin farklı özellikleri göz önüne alındığında, geleneksel tarım yöntemleri artık yeterli değildir. Tarım girdi ve çıktılarının optimizasyonu, çiftçilerin karar alma süreçlerinde daha bilinçli olmalarını sağlar.
Hassas tarım uygulamaları, toprak haritalama, coğrafi farklılıkların belirlenmesi ve tarımsal girdilerin dağılımı gibi geniş bir yelpazeye sahiptir. Ancak, bu alandaki büyümenin önünde yüksek maliyetler ve teknolojik karmaşıklık gibi zorluklar bulunmaktadır.
Tarım Biyoteknolojisi
Tarım biyoteknolojisi, mahsul ve hayvan kalitesini artıran araçlar sunmaktadır. Genetik mühendislik ve bitki ıslahı gibi bilimsel yöntemler, istenen özelliklerin belirlenmesi için kullanılmaktadır. Örneğin, CRISPR-Cas9 teknolojisi, hızlı ve hassas özellik değişiklikleri sağlamaktadır.
Doğu İngiltere’de yer alan Norwich Araştırma Parkı’nda, hastalıklara karşı dayanıklılığı artırmayı ve verimliliği yükseltmeyi hedefleyen çok disiplinli araştırmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalar, tarım sektörünün geleceği için önemli bir potansiyel taşımaktadır. Tarım biyoteknolojisi, çevresel etkileri azaltan ve verimliliği artıran çözümler sunarak, tarımsal sürdürülebilirliği desteklemektedir.
B. Birleşik Krallık Agri-Tech Sektörü
Birleşik Krallık’ta hızla büyüyen Agri-Tech sektörü, yeni teknolojilerin sürekli olarak pazara sunulmasıyla dikkat çekmektedir. Ülkenin tarım sektörü DBT verilerine göre 300 bine yakın kişiyi istihdam etmekte ve ekonomiye yıllık 14 milyar £ katkı sağlamaktadır. Daha geniş tarımsal gıda tedarik zinciri ise 106 milyar £ büyüklüğünde olup, 4,5 milyon kişiyi istihdam etmektedir. Sektör, verimliliği artırmak amacıyla hassas tarım gibi yeni teknolojilere yönelerek yenilikçi çözümler üretmektedir.
Tarım teknolojileri, yalnızca Birleşik Krallık’ta değil, küresel pazarlarda da önemli fırsatlar sunmaktadır. Hassas tarım, biyopestisitler gibi gelişen teknolojiler her yıl %15-20 oranında büyüme kaydederken, bu alanlarda Birleşik Krallık firmaları dünya lideri konumundadır. Bu, sektörde sürekli bir inovasyon akışını tetiklemektedir.
Birleşik Krallık’taki Agri-Tech sektörü, sadece teknolojik yeniliklerle değil, aynı zamanda hızla büyüyen yapısı ve aldığı büyük yatırımlarla da dikkat çekmektedir. Datacity verilerine göre bugün itibarıyla bu sektör, 1.263 şirkete ve 37.725 çalışana sahiptir. Sektör, toplamda 14,4 milyar sterlin ciro yaparak ekonomi için önemli bir yer tutmaktadır. Bunun yanı sıra, bugüne kadar sektöre 1,4 milyar sterlinlik yatırım yapılmış olup, Innovate UK aracılığıyla 222,3 milyon sterlin hibe desteği sağlanmıştır.
Agri-Tech Firmalarının Alt Sektörel Dağılımı

AgriTech sektörü, tarımın farklı alanlarına yönelik teknoloji odaklı çözümler sunan çeşitli dikeylere ayrılmaktadır. AgSciences, tarımsal bilimlere yönelik yenilikleri içerirken, otomasyon ve drone teknolojileri tarım süreçlerini daha verimli hale getiren önemli araçlar olarak öne çıkmaktadır. Hassas tarım, sensörler ve büyük veri analizleriyle çiftçilere tarlalarının ihtiyaçlarını daha iyi anlamaları için çözümler sunarken, dikey tarım şehir içi alanlarda tarımsal üretimi mümkün kılmaktadır. Bu inovasyonlar, tarımsal üretimde kaynak kullanımını optimize ederek hem verimi artırmakta hem de sürdürülebilirliği desteklemektedir.
Özellikle uzaktan algılama teknolojileri, tarım arazilerinin daha verimli yönetilmesini sağlayarak, kaynak israfını önlemek ve çevresel etkiyi minimize etmek açısından kritik bir rol oynamaktadır. Dronelar ve yapay zeka algoritmaları ile elde edilen veriler, çiftçilere tarım arazilerinin durumu hakkında anında geri bildirim sağlayarak daha hızlı ve doğru kararlar alabilmelerine olanak tanımaktadır.
Ayrıca, yönetim platformları çiftliklerin operasyonel süreçlerini dijitalleştirerek çiftlik verilerinin merkezi bir şekilde yönetilmesine ve analiz edilmesine olanak tanımaktadır. Bu sayede, çiftlik yönetiminde verimlilik artışı sağlanmakta, maliyetler optimize edilmekte ve çiftliklerin performansı uzun vadede geliştirilmektedir.
Agri-Tech Sektörünün Büyüme Tahmini

Datacity verilerine göre Agri-Tech sektörü, 2017'den 2026'ya kadar sürekli bir büyüme trendi içinde ilerliyor. 2017'de yaklaşık 9 milyar £ olan sektör hacmi, yıllar içinde istikrarlı bir artış göstererek %1,8 yıllık büyüme oranıyla 2026 yılına kadar 16,6 milyar sterlin değerine ulaşacağı öngörülmektedir. 2021'den itibaren büyüme hız kazanmış, bu durum artan yatırımlar ve teknolojik gelişmelerle desteklenmiştir. Bu eğilim, sektörün sürdürülebilir tarım çözümlerine yönelik artan talep ve yeniliklerle gelecekte de önemli bir büyüme potansiyeli taşıdığını gösteriyor. Sektör, sadece İngiltere ekonomisine katkı sağlamakla kalmamakta, aynı zamanda dünya çapında teknolojik yeniliklerde öncü bir rol üstlenmektedir. Bu gelişmeler, tarımın daha sürdürülebilir, verimli ve teknolojik bir geleceğe doğru evrildiğini göstermektedir.
C. Tarım Teknolojilerine Sermaye Yatırımı
Birleşik Krallık’taki tarım teknolojisi ekosistemi, girişim sermayesi firmaları ve kitle fonlama platformları tarafından desteklenmektedir. Son beş yıl içinde tarım teknolojileri odaklı yatırımcılar önemli bir rol oynamış, AgFunder gibi uzmanlaşmış yatırım firmaları sektörde en yüksek yatırım değerine sahip olanlar arasında yer almıştır. Crowdcube ve Seedrs gibi kitle fonlama platformları da sektöre önemli destek sağlamaktadır.
Ancak sektöre yönelik girişim sermayesi ve özel sermaye yatırımlarında, son yedi yıllık dönemde sermaye tutarları ve işlem hacmi açısından net bir trend gözlemlenmemektedir. 2022 yılında yatırım miktarındaki hızlı yükseliş bu yıl Caledonia’nın Croda International’a yaptığı 1 milyar £’luk yatırımdan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla 2022 yılı, 2023 yılına göre daha yüksek bir yatırım seviyesine sahip olsa da aradaki fark sanıldığı kadar büyük değildir.
Agri-Tech Sektörü Yatırım İstatistikleri (2017-2024)

Yatırım verilerinin ortaya koyduğu önemli bir nokta, Birleşik Krallık’taki Agri-Tech işletmelerine yapılan yatırımların değer bazında kritik bir hacme ulaşmadığıdır. Bu durum, Birleşik Krallık’ın tarım teknolojileri alanında dünya lideri olabilmesi için yeterli özel sermaye yatırımına sahip olmadığını düşündürmektedir. Sektörde büyük bir potansiyel olmasına rağmen, 2018 ile 2022 yılları arasında işlem hacimlerinin tutarlılığı göz önüne alındığında, toplam yatırımların hacim artışına kıyasla daha hızlı bir şekilde artması beklenirdi. Ancak, bu eğilim ne yazık ki düşüş göstermektedir. Öte yandan, 2020’den bu yana ortalama işlem büyüklüğünün artış göstermesi, bazı seçili şirketlerin daha fazla yatırım çekebildiğini işaret etmektedir.
2024 yılına ait tüm veriler yayınlandığında, yatırım ortamının toplam sermaye açısından iyileşip iyileşmeyeceği ya da yalnızca belirli şirketlerin daha yüksek yatırım çekmeye devam edip etmeyeceği merakla beklenmektedir. Şu anki verilere göre, 2024 yılının ilk yarısı, 2023 yılı seviyelerine ulaşabilmek için yılın ikinci yarısında önemli bir toparlanma göstermelidir.
D. Bölgesel Dağılım
Birleşik Krallık genelinde tarım teknolojileri, çeşitli üretim sistemleriyle kırsal alanlarda tarımı desteklemektedir. Farklı bölgelerdeki üretim çeşitliliği dikkate alındığında, Kuzey İrlanda, Galler, Batı ve Güney Batı bölgeleri ağırlıklı olarak hayvancılık faaliyetlerine ev sahipliği yaparken, Kuzey Doğu ve Doğu İngiltere daha çok tahıl tarımıyla öne çıkmaktadır. Ayrıca, Dorset ve İskoçya, özellikle su ürünleri yetiştiriciliği konusunda ön planda olan bölgelerdir. Bu üretim sistemleri, Birleşik Krallık genelinde tarım teknolojilerinin yaygın bir şekilde benimsenmesini sağlamakta ve tarımsal verimliliği artırmaktadır.
Agri-Tech Merkezlerinin Dağılımı

Agri-Tech firmalarının Birleşik Krallık genelindeki bölgesel dağılımı da oldukça çeşitlidir. 38 Yerel Girişim Ortaklığı’ndan (LEP) 17’si, tarım teknolojileriyle ilgili stratejik bir odaklanma ve ilgi alanına sahiptir. Bu yerel girişim ortaklıkları, tarımsal inovasyonu desteklemek, bölgesel kalkınmaya katkı sağlamak ve yeni teknolojilerin tarım sektörüne entegrasyonunu hızlandırmak amacıyla çeşitli projeler yürütmektedir. Örneğin, Doğu Anglia ve Doğu Midlands gibi tarım teknolojileri konusunda gelişmiş bölgelerde, yenilikçi tarım uygulamaları ve teknolojiye dayalı çiftçilik hızla büyümekte ve bu sayede hem verimlilik artmakta hem de sürdürülebilirlik hedeflerine daha hızlı ulaşılmaktadır.
Agri-Tech merkezleri Birleşik Krallık’ta 5 ana kategori altında yer almaktadır. Bunlar:
Agri-EPI Satellite Farm Network: Bu merkezler, Birleşik Krallık genelinde dağılmış olup tarımda uydu destekli teknolojiler ve hassas tarım uygulamalarıyla ilgilenmektedir. Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya gibi farklı bölgelerde yoğunlaşmışlar.
Agri-EPI Precision Agriculture and Engineering: Hassas tarım ve mühendislik konularında odaklanan bu merkezler özellikle Orta ve Doğu İngiltere’de yoğunlaşmıştır.
CHAP Crop Protection & Soil Health: Bitki koruma ve toprak sağlığı üzerine çalışan bu merkezler, daha çok Doğu İngiltere ve İskoçya’da bulunmaktadır. Bu merkezler, tarımın sürdürülebilirliğini artırmaya yönelik çalışmalara odaklanmaktadır.
CIEL Livestock Productivity, Health, Welfare and Sustainability: Hayvancılık verimliliği, hayvan sağlığı ve sürdürülebilirlik üzerine odaklanan bu merkezler, Birleşik Krallık genelinde yayılmış olup özellikle Kuzey İrlanda, Galler ve Güney Batı İngiltere’de yoğunlaşmıştır.
Agrimetrics Agrifood Data Marketplace: Tarım ve gıda sektörüne dair veri pazaryeri oluşturmayı amaçlayan bu merkezler, daha çok Londra ve çevresinde yoğunlaşmıştır.
Genel olarak, her bir bölgenin kendine özgü tarımsal ihtiyaçlarına göre uzmanlaşmış merkezler bulunmakta. Kuzey İrlanda ve İskoçya gibi hayvancılığın öne çıktığı bölgelerde CIEL merkezleri, tarım üretiminin yoğun olduğu Doğu ve Güney İngiltere’de ise bitki koruma ve hassas tarım merkezleri yoğunlaşmıştır. Bu, her bölgenin tarımsal faaliyetlerine yönelik teknolojik çözümler geliştirme amacıyla planlandığını göstermektedir.
Tarım teknolojileri, Birleşik Krallık’ın farklı bölgelerinde tarımsal üretimi modernleştirerek kırsal kalkınmayı desteklemekte, yerel üreticilere yeni fırsatlar sunmakta ve sürdürülebilir tarımın temellerini atmaktadır. Bu sektördeki gelişmeler, tarımın geleceğinde hem ekonomik hem de çevresel açıdan kritik bir rol oynamaktadır.
E. Agri-Tech Alanına Yönelik Devlet Destekleri
2024 yılının temmuz ayı sonu itibarıyla, Birleşik Krallık’ta Agri-Tech’e yönelik devlet destekleri, son dönemdeki siyasi gelişmelerin etkisiyle belirsizlik taşımaktadır. İşçi Partisi’nin seçim manifestosunda tarım sözcüğü beş defa bahsedilmesine rağmen finansal destekler açısından detaylandırılmamıştır. Ayrıca, Kral Charles konuşmasında gıda güvenliğinin ulusal bir güvenlik meselesi olduğu ifade edilse de bu bağlamda net bir yasama gündemi sunulmamıştır.
Geçmiş hükümetler, tarım teknolojilerinin geliştirilmesi ve benimsenmesi için bazı finansal destekler sunmuş, özellikle DEFRA (Çevre, Gıda ve Kırsal İşler Bakanlığı) aracılığıyla çeşitli hibe programları sağlamıştır. Ancak bu fonların miktarı beklenenin altında kalmaktadır. Birleşik Krallık “Tarım İnovasyon Programı” (Farming Innovation Programme) kapsamında sunulan desteklerden bazıları şunlardır:
Büyük Ar-Ge Ortaklıkları (Large R&D Partnerships): 7.8 milyon £ tutarındaki bu fon, yeni bir tarım ürünü veya hizmetinin ticarileştirilmesine yönelik çalışmaları desteklemek amacıyla işletmelere verilecektir. Bu fon özellikle Birleşik Krallık’taki yetiştiricilere ve ormancılara, verimlilik, sürdürülebilirlik, dayanıklılık gibi konularda katkı sağlamayı hedeflemektedir ve sektörün net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşmasına yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
Gelecek İçin Ar-Ge – Besin Yönetimi (Farming Futures R&D – Nutrient Management): Uzun vadeli yenilik çalışmalarına odaklanan bu program, besin yönetimi üzerine çalışan işletmelere ve araştırmacılara fon sağlamaktadır. İki yarışma turu ile toplamda 25 milyon £’luk fon dağıtılacaktır.
Uygulamaların ve Teknolojilerin Geliştirilmesi (ADOPT): Bu hibe, Birleşik Krallık’taki çiftçilere, yetiştiricilere ve ormancılara yönelik olarak tarla denemeleri ve deneylerin yapılmasına destek vererek çiftçilerin araştırma ve yenilik süreçlerine katılımını teşvik etmektedir. Toplamda 2028/29 yılına kadar 43 milyon £’luk fon dağıtılması planlanmaktadır.
Küçük Ar-Ge Ortaklıkları (Small R&D Partnerships): Bu hibe, tarımsal bir ürün veya hizmetin geliştirilmesine ve ticarileştirilmesine yönelik çalışmalar yapan işletmelere destek sağlamaktadır. 7.8 milyon £’luk bu fon, pratikte işe yarayan bir çözümün geliştirilmesine yönelik projeleri desteklemek için kullanılacaktır.
Fizibilite Çalışmaları (Feasibility Studies): Bu fon, erken aşamadaki çözümlerin fizibilitesini test etmek ve daha büyük çaplı Ar-Ge projeleri için karar verme süreçlerine yardımcı olmak amacıyla sunulmaktadır. Toplamda 4.8 milyon £’luk bir fon dağıtılacaktır.
Gelecek İçin Ar-Ge – Net Sıfır Tarım (Farming Futures R&D – Net Zero Farming): Bu program, uzun vadeli yenilik çalışmalarını desteklemek için işletmelere ve araştırmacılara fon sağlamaktadır. Net sıfır tarım hedefi ile ilgili olan bu programda, başvuranlar toplamda 12.5 milyon £’luk fondan yararlanma imkânına sahip olacaktır.
Çiftlik Verimliliğini Artırma Hibesi (Improving Farm Productivity Grant): Bu hibe, yenilikçi tarım ekipmanlarının kullanılması ve çevresel iyileştirmelerin yapılması için verilmektedir. Robotik ve otomatik sistemler için 25 bin ile 500 bin £, güneş enerjisi ekipmanları için ise 15 bin ile 100 bin £ arasında hibe imkânı sağlanmaktadır.
Birleşik Krallık hükümetinin tarım teknolojileri alanındaki bu hibe programları, sektörde yenilikçiliği teşvik etmekle birlikte, sağlanan fonların sınırlı olması sektör temsilcileri tarafından eleştirilmektedir. Tarımın ulusal güvenlik açısından önemi kabul edilse de daha güçlü bir destek yapısına ihtiyaç duyulmaktadır.
F. Sektördeki Zorluklar
2023 yılında yapılan Ulusal Çiftçiler Birliğinin “Mutual Voice of the Farmer” anketine göre, çiftçilerin neredeyse beşte biri Agri-Tech alanına yatırım yapmış veya yapmayı planlamaktadır. Bu oran, bir önceki yıla göre %13’lük bir artışı temsil etmektedir. Ancak aynı ankette, çiftçilerin %62’sinin hâlâ yeni tarım teknolojilerini değerlendirmediği ortaya çıkmıştır.
Birleşik Krallık Tarım Teknolojisi Merkezi adına yapılan başka bir ankete göre bu tereddüdün arkasındaki potansiyel nedenler arasında, teknolojinin satın alma maliyeti (%38), teknolojinin uygulama maliyeti (%33), yetersiz bilgi ve destek (%30) ile beceri ve eğitim eksikliği (%29) yer almaktadır. İşletmelerin yaklaşık dörtte biri, teknolojiye erişimin zor olduğunu ve mevcut tarım teknolojisi çözümleri hakkında farkındalık eksikliğinin de sorun teşkil ettiğini belirtmiştir.
Aynı anket, yeni teknolojilerin geliştirilmesinde de çeşitli engellerin bulunduğunu ortaya koymuştur. Katılımcıların %39’u en büyük engelin finansmana erişim olduğunu belirtirken, %38’i kaynak ve zaman kısıtlamalarını, %27’si yatırım çekme zorluklarını ve %26’sı düzenleyici engelleri vurgulamıştır.
Bu gözlemler doğrultusunda, Birleşik Krallık hükümetinin sunduğu çeşitli hibeler olmasına rağmen, tarım teknolojileri geliştiricileri ve kullanıcıları için yeterli finansal desteğin olup olmadığı sorusu gündeme gelmektedir. Anket verilerinden ortaya çıkan bir diğer ihtiyaç ise, tarım teknolojilerinin potansiyelinden tam anlamıyla faydalanabilmek için bilgi yayılımı ve ilgili becerilerin eğitimine yönelik yatırımların artırılmasıdır.
G. Önde Gelen Agri-Tech Start-Up’ları
Birleşik Krallık, tarım teknolojileri alanında hızla gelişen bir ekosisteme ev sahipliği yapmaktadır. Yenilikçi girişimler, tarımsal üretim süreçlerini daha verimli ve sürdürülebilir hale getirmek için ileri teknolojiler kullanmaktadır. Bu startup’lar, dikey tarım, biyoteknoloji, dijital tarım çözümleri ve gıda atık yönetimi gibi çeşitli alanlarda faaliyet göstermektedir. Büyük yatırımlar ve stratejik iş birlikleri sayesinde, Birleşik Krallık’taki Agri-tech girişimleri hem yerel hem de küresel tarım endüstrisinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, sektördeki bazı önde gelen girişimler şunlardır:
2018 yılında Londra’da kurulan Emmac, tıbbi kenevir ürünlerinin üretim ve dağıtımını yapan bir şirkettir. CBD ürünleri, kenevir özleri ve diğer kenevir türevlerini içeren geniş bir ürün portföyüne sahiptir. Ar-Ge faaliyetleri, kenevirin tarımı ve üretimi üzerine odaklanmıştır. Şirket, gıda, kozmetik ve besin takviyesi sektörlerine kenevir özütleri sağlamaktadır. $69.1M yatırım almış olan Emmac, Fastforward Innovations ve GrowNexoticsCannabis gibi yatırımcılar tarafından desteklenmiştir.
2000 yılında Sheffield’de kurulan Benchmark Holdings, hayvan sağlığı, sürdürülebilir tarım ve genetiği değiştirilmiş besinler üzerine çözümler sunmaktadır. Hayvan aşıları ve klinik çözümler üretmekte, ayrıca su ürünleri yemleri ve genetik ıslah projeleri gerçekleştirmektedir. INVE Aquaculture ile su ürünleri yemleri alanında ortaklık kurmuştur. Sheffield’deki kendi çiftliklerinde saha denemeleri yaparak sürdürülebilir tarım ve hayvancılık için teknik çözümler üretmektedir. $50M’dan fazla yatırım alan girişimin başlıca yatırımcıları arasında DNB ve Strategic Equity Capital bulunmaktadır.
2002 yılında Abingdon’da kurulan Oxitec, zararlılarla mücadele amacıyla genetiği değiştirilmiş böcekler geliştiren bir şirkettir. Bu teknoloji, böcek popülasyonlarını azaltarak tarımsal verimliliği artırmayı hedeflemektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelere yönelik hizmet sunmaktadır. Düzenli olarak genetiği değiştirilmiş böcek salınımı yaparak müşterilerini uzun vadeli bir hizmet modeliyle destekler. Şirket, $26.4M yatırım almış olup, Bill & Melinda Gates Foundation ve Oxford University Innovation tarafından finanse edilmiştir.
2012’de Sevenoaks’da kurulan Inspira Farms, küçük çiftçiler için modüler tarımsal işleme ve değer katma platformları sağlamaktadır. Meyve-sebze, süt ve kahve gibi ürünlerin işlenmesi üzerine uzmanlaşmış olan bu platformlar, hasat sonrası kayıpları %20’ye kadar azaltarak çiftçilerin gelirini artırmaktadır. Şirketin sunduğu çözümler, 5 yıl içinde yatırım geri dönüşü sağlamakta ve uzun vadede yüksek kar sunmaktadır. Şu anda Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya’da faaliyet göstermektedir. $16.5M yatırım almış olup, Aster ve Factor[e] Ventures gibi yatırımcılar tarafından desteklenmektedir.
2017’de Leeds’de kurulan MoA Technology, tarımsal verimliliği artırmayı amaçlayan yeni pestisit ve mahsul koruma teknolojileri üzerinde çalışır. Yenilikçi teknolojileri, zararlıları hedef alırken çevreye duyarlı çözümler sunar. $52M yatırım almış olan şirketin yatırımcıları arasında BGF ve IP Group grup gibi firmalar yer almaktadır. Şirket, tarım sektöründe sürdürülebilir ve etkili çözümler üretmeyi hedeflemektedir.
2018 yılında Chichester’da kurulan Breedr, hayvan yönetimi ve performans takibi platformu sunmaktadır. Elektronik etiketler aracılığıyla veri toplayarak, kullanıcıların hayvanlarının performansını optimize etmelerine yardımcı olan girişim, ayrıca maliyet ve getiri tahminleme modülleri hizmeti sağlamaktadır. Çiftçiler, bu platformu kullanarak hayvanları izleyebilir, yönetebilir ve satış işlemlerini gerçekleştirebilir. $29.6M yatırım alan şirket, LocalGlobe ve Gov.uk gibi yatırımcılar tarafından desteklenmektedir.
2015’te Londra’da kurulan Hummingbird Technologies, tarımsal görüntüleme, veri işleme ve analiz hizmetleri sunar. Dron teknolojisi kullanarak geniş tarım alanlarını izler ve bulut tabanlı veri işleme ile analiz sağlamakta olup, geliştirdiği algoritmalar ve makine öğrenme teknikleri ile tarım alanlarından veri toplayıp ve analiz etmektedir. Şirket, bugüne kadar 100.000 hektardan fazla tarım alanını kapsayan hizmetler sunmuş olup, $25.2M yatırım almıştır. Yatırımcıları arasında Horizons Ventures ve BASF bulunmaktadır.
2013 yılında Londra’da kurulan GrowUp Farms, dikey tarım teknikleri kullanarak meyve ve sebze yetiştiren bir firmadır. Şirket, yerel pazarlara ve restoranlara taze otlar ve mikro yeşillikler tedarik etmektedir. Dikey tarım teknikleri sayesinde daha az alanda daha fazla üretim yapmayı hedefleyen GrowUp Farms, $49.3M yatırım almış olup, bu yatırımcılar arasında Unreasonable ve Gov.uk bulunmaktadır.
1999 yılında Chipping Norton’da kurulan Agrivert, gıda atıklarını enerjiye ve biyogübreye dönüştürme hizmetleri sunar. Yıllık 250 bin ton gıda atığını geri dönüştürerek elektrik ve biyogübre üretmektedir. Şirket, atık yönetimi alanında çeşitli ödüller kazanmıştır, bunlar arasında 2018 yılında kazandığı “Best UK Food Waste Anaerobic Digestion Plant” ödülü bulunmaktadır. Alcuin Capital Partners ve Gravis firmalarının yer aldığı yatırımcılardan şu ana kadar $51.7M yatırım toplamıştır.
Ace Aquatec, 2007 yılında Dundee’de kurulmuş bir su ürünleri teknolojisi firmasıdır. Deniz memelilerini uzaklaştıran akustik cihazlar ve insancıl balık sersemletme ekipmanları geliştirmektedir. Şirketin ürün portföyünde biyokütle ölçümü, deniz biti çıkarma ve elektrik sersemletme sistemleri bulunur. Zamanofflight 3D kameralar kullanarak balık biyokütlesini ölçen Ace Aquatec, $12.4M yatırım almıştır. Yatırımcıları arasında EIC Fund ve Chroma Ventures gibi firmalar bulunmaktadır.
Comments