top of page

Teknoloji Alanında KOBİ Ekosistemi

Birleşik Krallık’taki teknoloji sektöründe faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ), yenilikçi kapasiteleri ve istihdama sağladıkları katkılarla ülke ekonomisinin dinamik bir parçasını oluşturuyor. Teknoloji kobileri; yazılım, yapay zekâ ve finansal teknoloji gibi ileri teknoloji alanlarında sağladıkları büyüme, hızlı adaptasyon kabiliyetleri ve yenilikçi çözümlerle, yalnızca ekonomik kalkınmaya değil, toplumsal fayda yaratmaya yönelik önemli bir potansiyele sahiptir. Ülke genelinde bölgesel ekonomileri canlandıran bu işletmeler, aynı zamanda Birleşik Krallık’ın küresel teknolojik rekabette ön sıralarda yer alma hedefine de katkıda bulunuyor.

Bununla birlikte, sürdürülebilir bir büyüme ve küresel rekabet gücüne ulaşmak için kobiler, finansmana erişim, yetenek bulma ve kamu-özel sektör pazarlarına ulaşım gibi çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu çalışmada, bu engellerin yanı sıra kobilerin sektörel çeşitlilikleri, bölgesel dağılımları, yatırım imkanları ve istihdam kapasiteleri derinlemesine incelenmektedir. Teknoloji ekosisteminin mevcut durumunu analiz ederken, sektördeki büyüme potansiyelini desteklemek adına geliştirilebilecek stratejik yaklaşımlar da değerlendirilmektedir.

Bu çalışmada, Beauhurst verileri ve techUK analizlerine dayanarak Birleşik Krallık teknoloji alanındaki kobilerin karşılaştıkları temel zorluklar ve çözüm önerileri kapsamlı bir şekilde ele alınmaktadır.


A.    GENEL BİLGİLER

Birleşik Krallık’taki teknoloji alanındaki kobi ekosistemi, son on yılda dikkat çekici bir büyüme sergilemiştir. 2023 yılı itibarıyla, ülkede aktif olan teknoloji alanındaki kobi sayısı Beauhurst verilerine göre 191.299’a ulaşmış ve on yıl öncesine göre neredeyse iki katına çıkmıştır; 2014 yılında bu sayı yalnızca 104.728 idi. Bu kobiler, Birleşik Krallık genelinde yaklaşık 700.000 kişiye istihdam sağlamakta olup, çoğu yüksek beceri gerektiren ve iyi maaşlı pozisyonlarda çalışmaktadır. Özellikle 2020 yılı, 15.000’den fazla yeni teknoloji kobisinin eklenmesiyle en büyük artışın yaşandığı yıl olmuştur. 2023 yılı ise ekonomik zorluklara rağmen 10.500 yeni kobi ile en büyük üçüncü artışın yaşandığı yıl olarak kaydedilmiştir.

Bu firmalar, başlangıç aşamasındaki girişimlerden büyüme sürecinde olanlara ve köklü şirketlere kadar farklı büyüklüklerde ve gelişim aşamalarında çeşitlilik göstermektedir. Birleşik Krallık’ta girişimlerin %60’ı ilk üç yıl içerisinde iflas etse de teknoloji kobilerinin ortalama yaşı 7,5 yıldır. Bu durum, sektörde uzun süredir faaliyet gösteren ve istikrar kazanmış birçok kobi bulunduğuna işaret etmektedir.

Birleşik Krallık teknoloji sektörü büyük ölçüde yazılım odaklıdır; teknoloji kobilerinin de %70’inden fazlası uygulama yazılımı veya hizmet olarak yazılım (SaaS) ürünleri geliştirmektedir. Bunun dışında elektronik donanım ve veri alanlarında da önemli bir firma yoğunluğu bulunmaktadır. Ayrıca, Birleşik Krallık’ın dünya çapında liderlik ettiği yenilikçi teknolojilerde faaliyet gösteren pek çok kobi vardır. 4.000’in üzerinde yapay zeka ve 3.000’den fazla finansal teknoloji firması faaliyet göstermektedir.

Genel kanının aksine, teknoloji alanındaki kobilerin yalnızca %7’si sermaye yatırımı alabilmiştir. Bu oran bölgesel farklılıklar göstermekte olup, detayları bölgesel dağılım bölümünde ele alınmaktadır. Ayrıca, AI veya sağlık teknolojileri gibi yenilikçi alanlarda öncü olan kobilerin de çok az bir kısmı (yalnızca %2’si) inovasyon hibesi (100.000 £ üzeri) alabilmiştir.

Bu veriler, Birleşik Krallık teknoloji kobi ekosisteminin sektörel çeşitlilik ve yenilikçilik açısından zengin olduğunu göstermektedir. Yazılım ağırlıklı bu yapının yanında, donanım, veri ve ileri teknolojiler alanlarında da dengeli bir büyüme sergileyen bir ekosistem bulunmaktadır.


B.    BÖLGESEL DAĞILIM

Teknoloji alanındaki kobilerin coğrafi dağılımı incelendiğinde, büyük oranda kentsel alanlarda yoğunlaştığı görülmektedir. Özellikle Londra ve çevresi, bu yoğunluğun merkezi konumundadır. Londra’nın hem batı hem de doğu kesimleri, teknoloji şirketlerinin büyük kısmını barındırarak ülkenin en önemli teknoloji merkezlerini oluşturmaktadır. Londra’nın batı bölgesi, 31.205 teknoloji kobisi ile Birleşik Krallık genelinde en fazla sayıda teknoloji şirketine ev sahipliği yapmaktadır. Hemen ardından gelen Londra’nın doğu bölgesi ise 25.006 kobiye sahiptir. Bu iki bölge, toplamda yaklaşık 56.000 teknoloji firmayı barındırmakta olup, Londra’nın ülke çapındaki teknoloji ekosistemindeki merkezi konumunu pekiştirmektedir. Londra’nın bu kadar yoğun bir teknoloji merkezine dönüşmesinin ardında güçlü altyapı, zengin insan kaynağı, yatırım fırsatları ve iş dünyasının cazibesi gibi faktörler yatmaktadır.

Londra dışındaki bölgelere bakıldığında ise, teknoloji kobilerinin belirli alanlarda yoğunlaştığı görülmektedir. Berkshire, Buckinghamshire ve Oxfordshire bölgesi 9.846 firma ile Londra’nın ardından teknoloji sektörünün en güçlü olduğu yerlerden biridir. Oxford ve çevresindeki teknoloji kümelenmeleri, akademik araştırmaların teknolojiye dönüşmesiyle ortaya çıkan “spin-out” girişimleriyle bölgenin teknoloji yoğunluğunu artırmaktadır. Bölgedeki teknoloji firmalarının sayısının yüksek olması, üniversitelerin sunduğu araştırma ve geliştirme olanakları ve bölgenin inovatif yapısıyla doğrudan ilişkilidir.

Ülkenin farklı bölgelerinde de teknoloji kobileri dikkat çekici sayılara ulaşmaktadır. Greater Manchester bölgesinde 7.136 teknoloji şirketi bulunmaktadır. Bu bölge, ülkenin kuzeybatısında teknolojiye dayalı bir ekosistem kurarak, bölgesel kalkınmaya önemli katkılar sağlamakta, inovasyona ve dijitalleşmeye verdiği önemle teknoloji girişimcilerini çekmeye devam etmektedir.

Doğu İngiltere’deki East Anglia bölgesi de bu alanda 6.386 firmaya ev sahipliği yapmaktadır ve bu bölge, Londra’nın etkisinin hissedildiği bir diğer önemli merkez olarak öne çıkmaktadır. Cambridge gibi üniversite şehirlerinin de yer aldığı bu bölge, eğitim kurumlarının ve inovatif iş merkezlerinin teknoloji sektörüne katkı sunduğu bir yapıya sahiptir. Ayrıca, Gloucestershire ve Bath çevresinde de 6.051 teknoloji kobisi bulunmaktadır. Bu bölgelerdeki teknoloji şirketleri, inovasyon ve araştırma alanındaki faaliyetleriyle dikkat çekmekte ve Güney İngiltere’nin teknolojik gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır.

Birleşik Krallık’ın teknoloji ekosistemine katkıda bulunan diğer bölgeler arasında Batı Midlands, Batı Yorkshire ve Hampshire gibi bölgeler yer almaktadır. Batı Midlands bölgesinde 5.303, Batı Yorkshire 3.984, Hampshire ise 4.438 teknoloji şirketi bulunmaktadır. Bu bölgelerdeki teknoloji şirketlerinin çoğu, yerel ekonomiye ve istihdama katkı sağlarken, aynı zamanda bölgesel inovasyonu da teşvik etmektedir. Batı Midlands özellikle otomotiv ve imalat teknolojileriyle öne çıkarken, Batı Yorkshire ve Hampshire ise çeşitli dijital ve yazılım çözümlerine odaklanmaktadır.

Bu rakamlar, Birleşik Krallık’ın teknoloji ekosisteminde bölgesel bir çeşitlilik olduğunu ve her bölgenin kendine özgü özellikleriyle teknoloji kobilerine katkı sunduğunu göstermektedir. Özellikle Londra ve çevresi teknoloji şirketlerinin merkezi konumundayken, diğer bölgeler de inovasyon ve yerel ekonomik büyümeyi destekleyerek ülke genelinde dengeli bir teknoloji dağılımına katkı sunmaktadır.


C.    İSTİHDAM

Teknoloji alanındaki kobiler, ülke çapında istihdam ve iş yaratma açısından önemli bir rol oynamaktadır. Bu şirketler, Londra ve Güney Doğu gibi yoğun teknoloji merkezlerinden başlayarak ülkenin farklı bölgelerine yayılan geniş bir ağ oluşturmaktadır. Çalışan sayısının özellikle Londra, Güney Doğu ve Doğu İngiltere’de yoğunlaştığı görülmektedir. Londra’nın batı ve doğu kesimleri, toplamda 238.000’den fazla teknoloji çalışanına ev sahipliği yaparak ülkenin teknoloji merkezi konumundadır. Bu yüksek yoğunluk, Londra’nın yatırım fırsatları, altyapı imkanları ve nitelikli iş gücü kaynakları açısından cazip bir merkez olmasından kaynaklanmaktadır.

·       Bölgelere Göre İstihdam Rakamları

Kaynak:techUK

Bununla birlikte, bu alandaki firmalar yalnızca Londra ile sınırlı kalmayıp, ülkenin farklı bölgelerine de yayılmıştır. Berkshire, Buckinghamshire ve Oxfordshire gibi bölgeler, özellikle üniversite şehirleri sayesinde önemli bir teknoloji istihdamı sağlamaktadır. Bu tür bölgelerdeki teknoloji kobileri, inovasyon odaklı faaliyetler yürütmekte ve bölgesel ekonomiye katkıda bulunmaktadır. Ayrıca, Greater Manchester, West Midlands ve Batı Yorkshire gibi sanayileşmiş ve kentsel bölgelerde bölgelerde teknoloji şirketleri birçok insanı istihdam etmekte ve bu çalışanlar genellikle yüksek beceri ve bilgi gerektiren pozisyonlarda görev almaktadır. Bu iş pozisyonları, kuantum bilişim, yapay zeka ve veri analitiği gibi yenilikçi endüstrilerde yer almakta olup, çalışanlara iyi maaş ve kariyer gelişimi fırsatları sunmaktadır.

Teknoloji sektörü, kırsal ve kentsel alanlar arasında ekonomik çeşitlilik sağlamada da kritik bir rol oynamaktadır. East Anglia, Merseyside ve East Wales gibi daha küçük veya kırsal bölgelerde yer alan şirketler, yerel iş gücüne iş imkanları sunarak ekonomik büyümeye katkıda bulunmaktadır. Ayrıca, İskoçya’nın farklı bölgelerinde ve Kuzey İrlanda’da teknoloji sektöründe önemli bir iş gücü istihdam edilmektedir. Bu tür bölgelerde faaliyet gösteren şirketler, yerel ekonomiyi desteklemekte ve bölgesel kalkınma politikalarının başarısına katkı sağlamaktadır.


D.    KOBİ YAŞ DAĞILIMI

Teknoloji alanındaki kobilerin ortalama yaşı, şirketlerin bulundukları bölgelere göre önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Bu durum, ülke genelindeki kentsel-kırsal ayrımın etkilerini yansıtırken, teknoloji ekosisteminin bölgesel dinamiklerini de gözler önüne sermektedir. Özellikle Cumbria bölgesi, ortalama 10,2 yıl ile en yüksek şirket yaşına sahipken, Londra’nın Batı bölgesi ortalama 5,35 yıl ile en düşük yaşa sahiptir. Bu durum, kentsel bölgelerde daha genç şirketlerin yoğun olduğunu ve özellikle Londra gibi büyük şehirlerde teknoloji şirketlerinin daha hızlı bir döngüyle açılıp kapanma eğiliminde olduğunu göstermektedir.

Kaynak: TechUK
Kaynak: TechUK

Kentsel alanlardaki bu düşük yaş ortalaması, söz konusu bölgelerin genç teknoloji firmaları ve start-up’lar için cazip olmasından kaynaklanmaktadır. Londra gibi büyük şehirlerde, özellikle üniversitelerden çıkan ve “spin-out” olarak adlandırılan teknoloji firmaları oldukça yaygındır. Bu genç şirketler, şehirlerdeki altyapı ve finansman kaynaklarına erişim avantajına sahip olup, hızlı büyüme ve yatırım çekme potansiyeline sahiptir. Ancak, kentsel bölgelerde yoğunlaşan start-up’lar genellikle ilk üç yıl içinde kapanma riskiyle karşı karşıya kalmakta, bu da ortalama yaşı düşürmektedir.

Bunun aksine, kırsal bölgelerdeki kobilerin daha uzun süre faaliyet göstermekte ve daha yerleşik bir yapıya sahiptir. Cumbria, Highlands and Islands ve North Yorkshire gibi bölgelerde teknoloji şirketlerinin ortalama yaşının yüksek olması, bu bölgelerdeki şirketlerin daha istikrarlı bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Kırsal bölgelerde faaliyet gösteren teknoloji şirketleri, genellikle bölgesel pazarlara hizmet vererek sürdürülebilir bir büyüme elde etmekte ve uzun vadeli operasyonlarını sürdürmektedir.

Kentsel bölgelerde bulunan teknoloji kobilerinin ise daha hızlı bir ölçeklenme eğiliminde olduğu, daha fazla yatırım aldığı ve bu sayede daha hızlı bir çıkış gerçekleştirdiği görülmektedir. Özellikle Golden Triangle (Londra-Oxford-Cambridge) olarak bilinen bölgedeki üniversitelerden çıkan teknoloji şirketleri, yoğun bir şekilde yatırım çekmekte ve genç yaşta büyüme potansiyeli sergilemektedir. Bu dinamikler, kentsel bölgelerdeki düşük ortalama şirket yaşını açıklamakta ve şehir merkezlerinin start-up ekosistemini nasıl desteklediğini ortaya koymaktadır.


E.    SERMAYE YATIRIMLARI VE HİBELER

Kobilerin bölgesel finansman yapısı, şirketlerin sermayeye erişimindeki farklılıkları açıkça ortaya koymaktadır. Öz sermaye yatırımı açısından en güçlü bölgeler, kentsel merkezler olarak öne çıkmaktadır. Londra’nın batı ve doğu bölgeleri, toplamda sırasıyla %11,9 ve %9,85 oranında sermaye yatırımıyla, teknolojik büyümeyi destekleyen önemli finansal merkezlerdir. Özellikle, Londra’nın çekim merkezi olarak rolü hem yerel hem de uluslararası yatırımcıların teknoloji kobilerine ilgisini artırmaktadır. Londra dışında, East Anglia %9,25’lik oranla yüksek düzeyde yatırım alan bölgelerden biri olarak dikkat çekmektedir. Bölgedeki üniversiteler ve araştırma merkezleri, yenilikçi teknoloji projelerine odaklanarak yatırımcıların ilgisini çekmektedir.

·       Bölgelere Göre Sermaye Yatırımları

Daha küçük ve kırsal bölgelerde ise sermaye yatırımı oranları belirgin bir düşüş göstermektedir. Örneğin, Cornwall ve Isles of Scilly, Highlands and Islands gibi bölgelerde oranlar %3-4 bandında kalmaktadır. Bu düşük oranlar, bu bölgelerdeki şirketlerin sermaye erişiminde karşılaştıkları zorluklara işaret etmekte ve bölgesel finansman desteğine ihtiyaç duyduklarını ortaya koymaktadır. Yine de bu bölgelerdeki teknoloji şirketleri, yerel ekonomiyi desteklemeye devam etmekte olup, sermaye desteği olmadan da sürdürülebilir bir yapı oluşturma çabasındadır.

Hibe desteği alan bölgelere bakıldığında, bazı yerlerin daha yüksek oranlarda finansman çektiği görülmektedir. Yine, Londra’nın batısı ve Berkshire, Buckinghamshire ve Oxfordshire gibi bölgeler, hibe oranları açısından önde gelmektedir. East Anglia %4,62 oranında hibe desteği sağlamakta olup, bölgedeki yenilikçi girişimlerin kamu destekli projelerden yararlandığını göstermektedir. Üniversitelerin ve araştırma merkezlerinin bulunduğu bu bölgeler, hibe destekli projelerin gelişmesi için uygun bir ortam sunmaktadır. Londra’nın dışındaki bölgelerde ise hibe oranları genel olarak daha düşük düzeyde seyretmekte, bu da finansman dağılımında bölgesel farklılıkları yansıtmaktadır.

·       Bölgelere Göre Alınan Hibe Miktarı

Öz sermaye yatırımları ve hibeler, kentsel alanlarda yoğunlaşırken, kırsal ve küçük bölgeler finansmana erişim açısından zorluk yaşamaktadır. Bu durum, kentsel bölgelerin teknoloji yatırımlarında çekim merkezi olarak öne çıkmasına katkı sağlamakla birlikte, kırsal alanlarda daha fazla destek ihtiyacını da vurgulamaktadır.


F.     SEKTÖRDEKİ ZORLUKLAR

Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren 190 bini aşkın teknoloji alanındaki kobi, yaklaşık 700 bin kişiye istihdam sağlamakta ve çeşitli yenilikçi teknolojiler geliştirerek ülke ekonomisine ve toplumuna büyük katkılar sunmaktadır. Buna karşın, bu kobiler büyüme hedeflerini sınırlayan bazı önemli zorluklarla karşılaşmaktadır. Bu zorluklar, kobilerin iş yaratma ve yeni teknolojiler geliştirme potansiyelinden tam anlamıyla faydalanmasını engellemektedir. Bu bölümde, techUK’in “Driving Economic Growth and Innovation” adlı çalışmasında yer alan teknoloji alanındaki kobilerin karşılaştığı başlıca zorluklar incelenmiştir.

                           i.          Yatırım Süreçleri

Yatırım süreçleri kobilerin büyüme aşamalarında büyük bir zorluk olarak öne çıkmaktadır. Verilere göre, teknoloji kobilerinin yalnızca %7’si öz sermaye yatırımı alabilmektedir. Birleşik Krallık, yenilikçi teknoloji geliştirme konusunda lider ülkelerden biri olarak kabul edilse de şirketler büyümeye başladıkça yurtiçi sermaye kaynakları sınırlı kalmaktadır. Bu durum, yatırımcıların hızlı geri dönüş beklentilerinden kaynaklanmaktadır. Birçok yatırımcı, yatırımlarını üç ila beş yıl içinde geri almayı talep etmekte, bu da sürdürülebilir bir iş modeli geliştirmek isteyen kobiler için yetersiz bir süre sunmaktadır.

Teknoloji türü de yatırım toplama sürecinde belirleyici bir etken olabilmektedir. Yazılım firmaları yatırımların çoğunluğunu alırken, donanım şirketleri için bu durum daha zorlayıcı olabilmektedir. Sağlık teknolojileri de benzer bir şekilde yatırım bulmakta zorlanmakta olup, yüksek profilli iflasların ardından dijital sağlık yatırımları azalmıştır. Bu nedenle bazı kobiler yurt dışından finansman arayışına yönelmektedir. Örneğin, ABD ve Asya pazarlarında yatırım bulmak daha kolay görülmekte, burada yatırımcıların risk alma eğilimleri daha yüksek olmaktadır.

Kadın girişimciler için sermaye toplama süreci daha da zorlayıcı olmaktadır. British Business Bank verilerine göre, 2023 yılında yalnızca kadın kurucuların olduğu şirketler öz sermaye yatırımlarının yalnızca %2’sini alabilmiştir. Ayrıca, kadın girişimciler, genellikle erkek yatırımcılardan oluşan bir ağla daha az bağlantıya sahip olup, finansman kararlarını veren kadınların sayısı da oldukça düşüktür.

Kadın girişimciler için yatırımı artırmaya yönelik “The Lifted Project” gibi projeler, kadın liderliğindeki hızlı büyüyen şirketlere yönelik sermaye akışını artırmayı hedeflemektedir. Bu proje, Edinburgh, Birmingham, Leeds, Newcastle ve Liverpool gibi şehirlerde kadın liderliğindeki girişimlerin sayısını üç yıl içinde %50 artırmayı amaçlamaktadır. Benzer bir inisiyatif olan TechWM’nin “One to Win” yarışması ise Londra ve Güney Doğu dışındaki bölgelerdeki şirketleri destekleyerek, Batı Midlands’te etkileyici büyüme gösteren yenilikçi bir şirkete 1 milyon sterlin yatırım yapmayı planlamaktadır.

                         ii.          Hibeler ve Vergi Avantajları

Teknoloji alanındaki kobilerin yalnızca %2’si büyük hibe fonlarından yararlanabilmektedir ve bu oran, üniversitelerle bağlantısı olan bölgelerde daha yüksektir. Hibe başvurusu süreci oldukça karmaşık ve bu firmalar için zaman alıcıdır; bazı firmalar, başvuruda harcanan kaynak ve yoğun bürokrasi nedeniyle sürecin zorlayıcı olduğunu belirtmektedir. Örneğin, bir proje beş ayda tamamlanabilecek olsa bile finansman prosedürleri nedeniyle üç yıl sürebilmektedir.

Kobiler prototip geliştirme aşamasında daha fazla finansman seçeneğine sahipken, ticari aşamaya geçişte bu destekler sınırlı kalmaktadır. Bu nedenle, ticari başarıya ulaşmaları zorlaşmaktadır. Şirketler, yenilikçi ürünlerini ticarileştirmek için yeterli yatırım bulmakta zorlanmaktadır.

Ar-Ge vergi kredileri, kobiler için diğer bir devlet destek aracı olarak öne çıkmaktadır. HMRC verilerine göre, yaklaşık 80.000 kobi bu vergi kredisinden yararlanmaktadır. Ancak, son dönemde HMRC’nin Ar-Ge vergi kredi başvurularını daha zor hale getirdiği belirtilmektedir. Karmaşık kurallar ve uzun inceleme süreçleri, bazı şirketleri bu destekten vazgeçmeye itmiştir.

Buna rağmen, bazı kobiler Innovate UK, Horizon Europe ve British Business Bank gibi kuruluşlardan alınan hibelerle işlerini hızlandırma veya yeni pazarlara yönelme fırsatı bulmuştur. Özellikle Innovate UK tarafından sağlanan “Scale Programme” gibi programlar, kobilerin ticari başarıya ulaşmasına katkı sağlayacak şekilde yapılandırılmaktadır. Bu tür programların genişletilmesi, firmaların ticari başarıya ulaşmalarına daha fazla katkı sunacaktır.

Ar-Ge vergi kredilerinde yapılacak iyileştirmeler de kobilerin yeniliklerini ticarileştirmelerini destekleyecektir. HMRC bünyesinde coğrafi ve sektörel uzman ekiplerin kurulması, belirli bir Ar-Ge harcama eşiğinin getirilmesi ve Ar-Ge yoğun desteklerin kârlı kobileri de kapsayacak şekilde genişletilmesi, bu vergi kredilerinin etkinliğini artıracaktır.

                       iii.          Satış Olanakları

Kobiler, küresel ölçekte lider bir bilim ve teknoloji endüstrisini temsil etse de yenilikçi teknolojilerini ticarileştirme ve pazarlamada zorluklarla karşılaşmaktadır. Özellikle yeni bir ürünü tanıtmak ve hedef pazarda bilinirlik oluşturmak, bu kobiler için önemli bir engeldir. Yenilikçi teknolojilerin anlaşılır bir değer önerisi sunarak hedef pazarda kabul görmesi güçleşmektedir; bu durum hem gelişmiş hem de yeni teknolojiler için geçerlidir.

Satış potansiyeli oluşturmak, mevcut müşteri ağlarının ötesine geçerek farklı sektörlere ulaşmayı gerektirdiğinden, birçok kobi için maliyetli ve zorlu bir süreçtir. Özellikle, teknoloji ve konsepti birlikte sunabilecek doğru iş geliştirme ekibini bulmak güç bir konudur. Ayrıca, bazı ürünlerin çok geniş bir kullanım alanına sahip olması, satış stratejisinin hangi sektöre odaklanacağını belirlemeyi zorlaştırmaktadır.

Yurt dışı pazarlar, satışlarını artırmak isteyen birçok kobi için cazip bir fırsat sunmaktadır. Birleşik Krallık, dijital teknoloji hizmetlerinde dünyada 4. en büyük ihracatçı konumundadır ve röportaj yapılan şirketlerin yarısından fazlası uluslararası pazarlara açılmayı başarmıştır. Bazı şirketler için ise bu pazarlarda genişlemek oldukça maliyetli ve zaman alıcıdır.

                        iv.          Kamu Alımları

Birleşik Krallık’ta savunma ve sağlık gibi alanlarda önemli kamu harcamaları olması nedeniyle birçok teknoloji firması, kamu tedarik süreçlerini satış fırsatı olarak hedeflemektedir. Dijital pazar platformlarının kurulması ve belirli alanlarda test ortamlarının oluşturulması, kamu kurumlarının daha geniş bir tedarikçi yelpazesine erişmesine olanak tanımıştır. Ancak, kamu sektörüne satış yapma sürecinde teknoloji firmalarının çeşitli engellerle karşılaştığı gözlemlenmiştir. Kamunu tedarik zincirinin %33’ünü kobilerle oluşturma hedefi olsa da 2023 verilerine göre bu oran %20 seviyesindedir.

Kamu tedarik süreçlerinin karmaşıklığı, kobiler için önemli bir zorluk oluşturmaktadır. İhale belgelerinin karmaşıklığı ve gereksiz uyumluluk gereksinimleri, küçük şirketleri maliyet ve kaynak açısından zorlayabilmektedir. Örneğin, birçok kobi, uzun süreli ve maliyetli başvuru süreçlerinin kamu sektörüne erişimlerini zorlaştırdığını belirtmiştir. Ayrıca, hükümetteki riskten kaçınma kültürü ve büyük firmalara yönelik tercihler, kobilerin ihale kazanma şansını azaltmaktadır. Bu durum, daha yenilikçi çözümler sunabilecek kobilerin dışarıda kalmasına neden olmaktadır.

Teknoloji alanında birçok kobi büyük firmalarla veya diğer kobilerle iş birliği yaparak kamu projelerini başarıyla hayata geçirmiştir. Örneğin, Circularity First, Birleşik Krallık savaş gemilerinde teknolojinin ömrünü uzatarak kamuya 15 milyon dolarlık tasarruf sağlamıştır. Orlo, 400’den fazla kamu kuruluşuna sosyal medya yönetimi hizmeti sunarak toplum sorunlarına çözüm üretmektedir. Jadu, yerel yönetimlere kullanıcı dostu web siteleri geliştirerek erişilebilirlik konusunda en başarılı on belediyeye hizmet vermektedir.

                         v.          Dijital Beceri

Birleşik Krallık’ta esnek bir işgücü piyasası bulunmasına rağmen dijital becerilere yönelik talep, arzın çok üstünde kalmaktadır. Özellikle yazılım geliştirici, siber güvenlik uzmanı ve veri bilimci gibi alanlarda nitelikli iş gücü bulmak giderek zorlaşmaktadır. 2023 verilerine göre, teknoloji işverenlerinin %95’i beceri eksikliği yaşadığını belirtmiştir. Dijital beceri açığının yarattığı rekabet, maaşların yükselmesine neden olurken, özellikle kobiler için uygun yeteneği işe almak daha maliyetli hale gelmiştir. Pandemi sonrası yazılım mühendisleri ve geliştiriciler için günlük ücretler ikiye katlanmış; bazı yazılım geliştirici pozisyonları için maaşlar yıllık 80-90 bin sterlin seviyelerine ulaşmıştır.

Bu beceri eksikliği, kobilerin büyüme hedeflerini sınırlamakta ve rekabet gücünü düşürmektedir. Kobiler, büyük teknoloji firmalarıyla yetenek yarışında zorlanmakta; ayrıca, bazı rollerde daha fazla talep olması, işe alım süreçlerini daha da zorlaştırmaktadır. Örneğin, yapay zekâ uygulamaları geliştiren firmalar, veri bilimi alanında yetenek bulmakta güçlük çekmektedir.

Bu yetenek açığını kapatmak amacıyla birçok kobi, şirket içinde eğitim programları düzenlemekte, net kariyer yolları sunmakta ve çıraklık programlarından yararlanmaktadır. Tech Talent Charter gibi çeşitli inisiyatiflere katılan bazı şirketler, işe alım çeşitliliğini artırmak için kadın mühendisler ve farklı demografik gruplar için esnek çalışma saatleri gibi teşvikler sunmaktadır. Bu tür önlemlerle, kobilerin dijital beceri açığını kapatarak ekonomik ve toplumsal katkılarını artırması hedeflenmektedir.

                        vi.          Bölgesel Zorluklar

Kobiler önceki bölümde de bahsedildiği üzere ağırlıklı olarak Londra ve Güney Doğu İngiltere’de konumlanmış durumdadır. Ancak, ülke genelinde gelişen bölgesel teknoloji kümeleri, farklı bölgelerde de kobilerin artmasına olanak tanımaktadır. Londra dışında yer alan kobiler için finansmana erişim, uzman danışmanlık hizmetleri ve karar alıcılara ulaşmak gibi konular önemli zorluklar arasında yer almaktadır. Örneğin, bazı şirketler, müşteri görüşmeleri ve iş birliği fırsatları için sık sık Londra’ya seyahat etmenin zaman ve maliyet açısından külfetli olduğunu belirtmiştir.

Uzaktan çalışmanın yaygınlaşması, bazı şirketler için bu bölgesel engelleri bir ölçüde hafifletse de ulaşım altyapısının ve bölgesel desteklerin iyileştirilmesi, Kobilerin bu bölgelerde daha güçlü ekosistemler oluşturmasına katkı sağlayacaktır. Gelişmekte olan bölgesel teknoloji kümeleri, belediyeler gibi bölgesel yönetimlerin desteğiyle güçlenmekte ve yerel kurumlar tarafından sağlanan programlar firmalara önemli avantajlar sunmaktadır. Tech Nation ve Google for StartUps gibi ulusal destek programları kobilere geniş imkanlar sunarken, yerel seviyede Ticaret Odaları ve bölgesel büyüme programları da kaynak sağlamaktadır. Bu tür altyapı yatırımları ve bölgesel teşvikler, Birleşik Krallık genelinde daha fazla teknoloji kobisinin büyümesine ve ölçeklenmesine olanak tanıyacak, bölgesel kalkınmayı destekleyecektir.

                      vii.          Nakit Akışı

Nakit akışı yönetimi, kobilerin karşılaştığı ortak sorunlardan biridir. Xero tarafından yapılan araştırmalara göre, küçük işletmelere yapılan ödemeler ortalama yedi gün gecikmekte ve bu durum, küçük işletmelere yıllık 1.6 milyar sterline mal olmaktadır. Ödemelerin gecikmesi, işletmelerin mali akışını zayıflatmakta ve tahsilat süreçlerine daha fazla zaman ve kaynak ayırmalarını gerektirmektedir. Bu durum, firmaların nakit akışını olumsuz etkileyerek büyümelerini sınırlandırmakta ve yenilikçi projeler için kaynak ayırmalarını zorlaştırmaktadır. Özellikle büyük projelerde, teslimattan önce ödeme alınmaması, firmaların nakit akışını daha fazla zorlayabilmektedir.

Teknoloji alanındaki kobiler, satış süreçlerinin uzun sürmesi ve gelir elde etme sürecinin gecikmesi nedeniyle de nakit akışı sorunları yaşamaktadır. Örneğin, bazı projelerde nihai satın alma kararının belirtilen süreden altı ay sonra alınması, bütçeleme ve planlama açısından belirsizlik yaratmakta ve ek personel alımı gibi kararları ertelemeye yol açmaktadır. Bu firmaların inovasyon ve Ar-Ge çalışmaları için kaynak ayırması zorlaştığından, yeni ürün geliştirme süreçleri yavaşlayabilmektedir.

Nakit akışı sorunlarını hafifletmek için Open Finance gibi çözümler, geç ödemelerin etkilerini azaltmak ve kobilerin mali akışlarını iyileştirmek için kullanılabilecek potansiyel araçlar arasında yer almaktadır. Bu tür çözümler, kobilerin mali yönetimlerini iyileştirerek büyüme ve inovasyon hedeflerine daha hızlı ulaşmalarına katkı sağlayabilir.

G.    SONUÇ

Birleşik Krallık’ta teknoloji kobileri, ekonomiye ve topluma önemli katkılarda bulunmakla birlikte, büyüme yolunda çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Beauhurst verileri ve techUK analizleri, kobilerin ölçeklenme ve daha geniş bir etki yaratma potansiyeline sahip olduğunu, ancak bu yolda finansman, yetenek açığı ve kamu-özel sektör pazarlarına erişim gibi engellerin bulunduğunu göstermektedir.

Önümüzdeki yıllarda, bu kobilerin büyümeye devam etmesiyle, ek 100.000 teknoloji kobisinin kurulabileceği ve 1,4 milyon kişiye yüksek nitelikli, yüksek maaşlı istihdam sağlanabileceği öngörülmektedir. Bu şirketler, yaşlanan nüfus ve iklim krizi gibi toplumsal sorunlara yönelik yenilikçi çözümler geliştirerek çeşitli sektörlere katkı sunabilir.

Kobilerin desteklenmesi yalnızca teknoloji sektörünü değil, tüm ekonomiyi olumlu yönde etkilemektedir. Yenilikçi teknolojiler üretkenliği artırmakta, kamu hizmetlerine erişimi kolaylaştırmakta ve ekonomik büyümeye katkı sağlamaktadır. Görüşmelerde, kobilerin çoğunun istihdam yaratma, uluslararası pazarlara açılma ve hızla gelişen bölgesel teknoloji kümelerine katılma konularında iyimser oldukları görülmüştür. Bazı şirketlerin yıllık büyüme oranını %40’a çıkarma, çalışan sayısını iki katına çıkarma gibi hedefleri bulunmaktadır.

Kobiler, uluslararası pazarlara yönelik stratejiler geliştirerek dünya genelinde genişlemeyi amaçlamaktadır. CleanTech şirketleri küresel sürdürülebilir ısıtma çözümleri sunmayı hedeflerken, bazı yapay zekâ kobileri yüzlerce dilde hizmet sağlayarak sınırları aşmaktadır. Bu büyüme süreci, aynı zamanda kuantum bilişim ve dijital sağlık gibi yeni ve gelişen teknolojilerde yeniliklerin artmasına katkı sunmaktadır. Örneğin, 2026 yılı itibarıyla kuantum bilgisayarların mevcut bilgisayarlardan daha üstün performans sergilemesi beklenmekte ve bu teknolojinin ilaç geliştirme gibi alanlarda devrim niteliğinde yeniliklere yol açacağı öngörülmektedir.

Sonuç olarak, teknoloji kobilerinin sermaye erişimini artırmak, kamu ve özel sektör pazarlarının kapısını açmak ve yetenek havuzunu genişletmek, bu şirketlerin uzun vadeli büyüme hedeflerine ulaşmalarına katkı sağlayacaktır. Bu tür destekler hem ekonomiye hem de topluma kalıcı ve değerli kazanımlar getirecektir.

Opmerkingen


bottom of page